Senin Kraliçe'den bir çocuğun olsa bile, Burgund'taki herkes çocuğun Siegfried'in piçi olduğu dedikodusunu yapacak. | Open Subtitles | حتى لو حملت الملكة طفلاُ منك فإن الجميع في بورغيند سيثرثرون بشائعات بأنه ابن سيغفريد |
Harding İthalat'taki herkes ve şehirdeki tüm bayilikler size bağlı. | Open Subtitles | الجميع في "هاردنج للتوريدات" وكل تاجر في هذة المدينة يشجعونكم |
Kızıl Bayrak'taki herkes sizinle aynı fikirde olmadığı kesin. | Open Subtitles | من الواضح ان ليس الجميع في العلم الاحمر يوافقك الرأي |
Paul, adı Channing olan hiç kimseyle hiçbir şey yapmaz çünkü New York'taki herkes çok kızgın. | Open Subtitles | بول لا يستطيع أن يتعامل مع أي شخص اسمه تشانينغ لأن الجميع في نيويورك غاضبون |
Latnok'taki herkes düzgün insanlar gibi gözüküyor. | Open Subtitles | الجميع في اللاتنوك يبدون لطفاء |
Latnok'taki herkes dürüst gibi görünüyor. Ama hâlâ Cassidy'den emin değilim. | Open Subtitles | الجميع في اللاتنوك يبدون شرفاء لكنني لم أقتنع بعد بشأن (كاسيدي) |
Latnok'taki herkes dürüst görünüyor. | Open Subtitles | الجميع في اللاتنوك يظهرون طبيعيين لكن... |
Seninle işimiz bittiğinde, Camelot'taki herkes senin Kurtarıcı olduğuna inanacak. | Open Subtitles | بعد انتهائنا، سيصدّق الجميع في "كاميلوت" أنّك المخلّصة |
Aslında, Los Espectros'taki herkes için endişeli. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد كان قلقاً من الجميع "في "لوس إسبكتروس |
Westeros'taki herkes size güveniyor, saygı duyuyor. | Open Subtitles | الجميع في ويستيروس تثق وتحترم لك. |
Luoyang'taki herkes Huzur Çay Evi'nin genç efendisi olduğunu bilir. | Open Subtitles | "الجميع في (لويانغ)يعرفون (مقهى الهدوء)، حيث هو الرئيس الشاب." |
New York'taki herkes ortadan kaybolduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | الجميع في (نيويروك قالوا أنّك اختفيت عن الأنظار. |