"çökmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالانهيار
        
    • الإنهيار
        
    • تنهار
        
    • بالإنهيار
        
    Ama günümüzde uluslararası uyuşturucu kontrol rejimi çökmeye başladı. TED ولكن في هذه االأيام،بدأ نظام المراقبة الدولي على المخدرات بالانهيار.
    Ve o soğurken, artık tüm o basınçla desteklenmez ve kendi ağırlığı altında çökmeye başlar. Open Subtitles وبذلك لا يسعه دعم نفسه إثر انعدام الضغط الكافي فيبدأ بالانهيار على نفسه تحت تأثير وزنه
    Benim dünyam çökmeye başladığında atmosfer koşulları da değişti. Open Subtitles حين بدأ عالمي في الإنهيار ، الظروف في الغلاف الجوي تغيرت
    Ama aklın, beyin içindeki hava durumu gibi olduğunu kabullenirsek... ..yani fiziğin hükmettiği ama öngörülemez olduğunu gerçekliğin kendisi de çökmeye başlar. Open Subtitles ولكن بمجرد أن نقبل بأن العقل مثل الطقس في أدمغتنا ومحكوم بالفيزياء لكنه غير قابل للتنبؤ الواقع نفسه يبدأ في الإنهيار
    Bu şey çökmeye başlamadan beş dakikanız var. Open Subtitles أحذركم لديكم فقط خمس دقائق قبل أن تنهار الأشياء
    Sonra birdenbire çalıştı. Boyutlar çökmeye başladı. Open Subtitles فجأة، بدأ الجهاز تعمل و الأبعاد تنهار
    Yüz yıl sonra, imparatorluğu çökmeye başladı. Open Subtitles ، بعد قرن . الإمبراطوريته الهائلة بدأت بالإنهيار
    Bir karadelik oluşturuncaya kadar içe çökmeye devam edecek. Open Subtitles سيستمر النجم بالانهيار إلى أن يكوّن ثقباً أسود
    Bir Tardis ölürken, bazen boyut setleri çökmeye başlar. Open Subtitles أحياناً عند احتضار التارديس تأخذ سدود الأبعاد بالانهيار
    Bir çıkıntının üzerinden sarkan kayalar parmak uçlarının altına çökmeye başlarlar, Open Subtitles يتدلى من الحافة, بدأت الصخور بالانهيار تحت أنامله,
    Adebisi ve grubu, çökmeye başlıyorlar. Open Subtitles لقد بدأَ أديبيسي و جماعتَه بالانهيار
    Bu zaman çizgisi çökmeye başladı. Open Subtitles هذا الخط الزمني بدأ بالانهيار
    Bu ülkelerde neler olduğunu pek çoğunuz televizyonlarda izlediniz ve gazetelerde okudunuz. Sağlık sisteminin bu hastalığın ağırlığı altında çökmeye başladığını gördük. TED و ما حدث بعدها في هذه البلدان، العديد منكم شاهدوا، مرةً أخرى، على التلفاز أو قرؤا عنه في الجرائد، شاهدنا النظام الصحي يبدأ في الإنهيار تحت وطأة هذا الوباء.
    Zihnin çökmeye başlıyor. Taşmezar vakti geldi. Open Subtitles العقل بدأ في الإنهيار حان وقت التابوت
    çökmeye sebep olan kişi örneğin. Open Subtitles شخصٌ ما تسبب فى الإنهيار.
    Blunt, patlayıcıları binayı havaya uçurmak için kullanmış olabilir. Bu da çökmeye sebep olmuş olabilir. Open Subtitles ربما حاول (بلانت) إستخدام المتفجرات لتفجير البناء و هذا ما قدّ سبب الإنهيار.
    - Brandt'in anıları çökmeye başlıyor. Open Subtitles ذاكرة (براندت) بدأت في الإنهيار
    Yine de çökmeye devam ediyor. Sistemleri birer birer gidiyor. Open Subtitles ،ومع ذلك ما تزال تنهار جهاز وراء جهاز
    Yıldızlar çökmeye yazgılıdır. Open Subtitles إنه مصير النجوم بأن تنهار
    - Kurtuldu! Ralph, çökmeye başladı! Open Subtitles إنها بأمان! (رالف) إنها على وشك أن تنهار!
    1000 yılın üzerinde doğanın işleyişine dair bir düşünüş tarzı çökmeye başlamıştı. Open Subtitles أكثر من 1,000 سنة من التفكير حول طريقة عمل الطبيعة كان يبدأُ بالإنهيار.
    Ötesini göremediğimiz ve uzay-zamanda adına "olay ufku" denen bir sınırı geçene dek çökmeye devam edecektir. Open Subtitles سيستمر بالإنهيار ليعبر حداً ما في الزمكان "يدعى بـ "حدث الأفق
    Ve mağara çökmeye başladı. Open Subtitles بدأ الكهف بالإنهيار من حولكم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more