Geri kalan kısımları da şehrin dört bir yanındaki çöp kutularına dağıtılmış. | Open Subtitles | ما حدث في رقبته؟ كان يفصلها عن جسده. وكان محشوة بقية منه في صناديق القمامة في جميع أنحاء المدينة. |
Otel civarındaki çöp kutularına, konteynırlara ve kanalizasyona bakın | Open Subtitles | تحقق من صناديق القمامة والحاويات والمجاري بقرب الفندق |
Bulaşıkçının çöp kutularına erişimi vardı. | Open Subtitles | يستطيع غاسل الأواني الوصول إلى صناديق القمامة. |
Gecenin bir yarısı çimleri biçiyor sürekli çöp kutularına çarpıyor. | Open Subtitles | أنهُ يقصُ العشبَ في مُنتصف الليل يضربُ حاويات القمامة طوال الوقت |
Dolaplara, çöp kutularına. | Open Subtitles | الخزانات ... حاويات القمامة |