"çözülebilir" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحل
        
    • يمكن حل
        
    • قابلة للحل
        
    • تكون محلولة
        
    • يتم حلها
        
    Yani şunu diyerek bitirmek istiyorum, hayatın bir çok bulmacası sizin ve başkalarının zaman perspektiflerini anlayarak çözülebilir. TED أريد أن أنهي بقول، كثير من معضلات الحياة ممكن أن تحل بفهم منظورك ومنظور الأخرين للزمن.
    Belki de bir sonraki anlaşmazlık farklı şekilde çözülebilir. Teşekkürler. Open Subtitles لعل المشكلة القادمة تحل بشكل أفضل شكرا لكم
    Silahlar, ateş etmek ve kıça tekme basmak. Sorunlar, silaha dokunmadan da çözülebilir. Open Subtitles إطلاق نار وركل مرخرات، أتعلم يمكن حل المشاكل بدون أن تلمس السلاح
    Bir çok sorun tartışma ve diyalogla çözülebilir. Open Subtitles يمكن حل الكثير من المشاكل بالنقاش والحوار
    Vatandaş olarak çözülebilir, vatandaş olarak, TEDandaş olarak. TED أنها قابلة للحل بالتصرف كمواطنين، بالتصرف كمواطنين, بالتصرف كاعضاء `تيد`
    Tahrip gücü yüksek bombaların dikkatli tertibiyle yeryüzündeki her sorun çözülebilir. Open Subtitles أي مشكلة على الأرض يُمكن أن تكون محلولة مع التطبيق الدقيق لمتفجرات عالية القوة
    Sorunlar...çözülebilir. Open Subtitles المشكلات يمكن أن يتم حلها
    Ama bu zorluklar sadece sevgi ile çözülebilir. Open Subtitles هناك صعوبة تنتظر. ‏ ‎لكن هذه المصاعب يمكن أن تحل فقط بالحب.
    Bence bu sorunlar kaya tuzu ve kondomla çözülebilir. Open Subtitles كل مشاكلنا يمكن أن تحل بواسطة الواقيات الذكرية وملح صخري
    Yeterince beklersek bu sorun kendiliğinden çözülebilir. Open Subtitles ... إذا إنتظرنا بالقدر الكافي هذه المشكلة قد تحل نفسها
    Sadece bir bulmaca ve bütün bulmacalar çözülebilir di mi? Open Subtitles احجية ,واي احجية يمكن ان تحل
    Sorun antidepresanlarla çözülebilir. Open Subtitles يمكن حل المشكلة بمضادات الإكتئاب
    Sorun antidepresanlarla çözülebilir. Open Subtitles يمكن حل المشكلة بمضادات الإكتئاب
    Böyle bir şey nasıl bir günde çözülebilir ki? Open Subtitles كيف يمكن حل شئ كهذا في يوم واحد ؟
    Bunların hepsi çözülebilir. TED يمكن حل هذه المشكلة بأكملها.
    Bu sorun kesinlikle çözülebilir, hatta ekonomik olarak epeyce uygun bir şekilde. TED فالمشكله قابلة للحل, و بطريقه رخيصه نسبيا
    Bu yüzden, bana göre bu trajik ancak çözülebilir bir problem. TED الإعتداء الجنسي، وبالنسبة لي، مشكلة مأساوية ولكنها قابلة للحل.
    Dünyadaki bütün sorunlar patlayıcıların dikkatli kullanımıyla çözülebilir. Open Subtitles أي مشكلة على الأرض يُمكن أن تكون محلولة مع التطبيق الدقيق لمتفجرات عالية القوة
    Sorunlar...çözülebilir. Open Subtitles المشكلات يمكن أن يتم حلها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more