Yani şunu diyerek bitirmek istiyorum, hayatın bir çok bulmacası sizin ve başkalarının zaman perspektiflerini anlayarak çözülebilir. | TED | أريد أن أنهي بقول، كثير من معضلات الحياة ممكن أن تحل بفهم منظورك ومنظور الأخرين للزمن. |
Belki de bir sonraki anlaşmazlık farklı şekilde çözülebilir. Teşekkürler. | Open Subtitles | لعل المشكلة القادمة تحل بشكل أفضل شكرا لكم |
Silahlar, ateş etmek ve kıça tekme basmak. Sorunlar, silaha dokunmadan da çözülebilir. | Open Subtitles | إطلاق نار وركل مرخرات، أتعلم يمكن حل المشاكل بدون أن تلمس السلاح |
Bir çok sorun tartışma ve diyalogla çözülebilir. | Open Subtitles | يمكن حل الكثير من المشاكل بالنقاش والحوار |
Vatandaş olarak çözülebilir, vatandaş olarak, TEDandaş olarak. | TED | أنها قابلة للحل بالتصرف كمواطنين، بالتصرف كمواطنين, بالتصرف كاعضاء `تيد` |
Tahrip gücü yüksek bombaların dikkatli tertibiyle yeryüzündeki her sorun çözülebilir. | Open Subtitles | أي مشكلة على الأرض يُمكن أن تكون محلولة مع التطبيق الدقيق لمتفجرات عالية القوة |
Sorunlar...çözülebilir. | Open Subtitles | المشكلات يمكن أن يتم حلها |
Ama bu zorluklar sadece sevgi ile çözülebilir. | Open Subtitles | هناك صعوبة تنتظر. لكن هذه المصاعب يمكن أن تحل فقط بالحب. |
Bence bu sorunlar kaya tuzu ve kondomla çözülebilir. | Open Subtitles | كل مشاكلنا يمكن أن تحل بواسطة الواقيات الذكرية وملح صخري |
Yeterince beklersek bu sorun kendiliğinden çözülebilir. | Open Subtitles | ... إذا إنتظرنا بالقدر الكافي هذه المشكلة قد تحل نفسها |
Sadece bir bulmaca ve bütün bulmacalar çözülebilir di mi? | Open Subtitles | احجية ,واي احجية يمكن ان تحل |
Sorun antidepresanlarla çözülebilir. | Open Subtitles | يمكن حل المشكلة بمضادات الإكتئاب |
Sorun antidepresanlarla çözülebilir. | Open Subtitles | يمكن حل المشكلة بمضادات الإكتئاب |
Böyle bir şey nasıl bir günde çözülebilir ki? | Open Subtitles | كيف يمكن حل شئ كهذا في يوم واحد ؟ |
Bunların hepsi çözülebilir. | TED | يمكن حل هذه المشكلة بأكملها. |
Bu sorun kesinlikle çözülebilir, hatta ekonomik olarak epeyce uygun bir şekilde. | TED | فالمشكله قابلة للحل, و بطريقه رخيصه نسبيا |
Bu yüzden, bana göre bu trajik ancak çözülebilir bir problem. | TED | الإعتداء الجنسي، وبالنسبة لي، مشكلة مأساوية ولكنها قابلة للحل. |
Dünyadaki bütün sorunlar patlayıcıların dikkatli kullanımıyla çözülebilir. | Open Subtitles | أي مشكلة على الأرض يُمكن أن تكون محلولة مع التطبيق الدقيق لمتفجرات عالية القوة |
Sorunlar...çözülebilir. | Open Subtitles | المشكلات يمكن أن يتم حلها |