"çözdüğünü" - Translation from Turkish to Arabic

• حللت
• حللتها
• حلت
• اكتشفت شيئاً
• حللتِ

Anlamıyorum, Bütün bu aktarım işini çözdüğünü sanıyordum.
أنا لا أفهم، لقد ظننت أنك حللت مشكلة إرسال المال

Karanlık enerji sorununu çözdüğünü söyle bana.
أخبرني أنك حللت مشكلة هذه الطاقة المظلمة

Gizemi çözdüğünü duydum. Evet, evet.
لقد سمعت بانك حللت اللغز ننعم نعم لقد فعلت

Çoktan çözdüğünü sanıyordum. O yüzden buradayız sanıyordum.
ظننتكَ قد حللتها لقد ظننتُ بأنّ هذا سبب إنتظارنا هنا

Aslında, senin çözdüğünü söyledim.
في الحقيقة أني قلت أنك حللتها

Açıkçası NASA’nın bu sorunu çözdüğünü öğrendiğimde şoke olmuştum.
وبصراحة تفاجأت للغاية عند اكتشاف أن وكالة ناسا قد حلت المشكلة بالفعل.

Şifreyi çözdüğünü söylediler Dr. Sengupta.
-قالو لي أنّكِ حللتِ التشفير يا د.

Bana hangi dövmeyi çözdüğünü söyleseydin burada olmazdım.
ما كُنت لأتواجد هُنا إذا كُنت أخبرتني فقط بماهية الوشم الذي حللت لغزه

Yüzyılın suçunu nasıl çözdüğünü bana bir hatırlatsana.
أخبرني مجدداً كيف حللت جريمة القرن

Senin kısık sesle davayı çözdüğünü söylediğini duydum Afedersin.
سمعتك تقول لطبيبك النفسي حللت القضية

Bulmacayı çözdüğünü, bir çıkış yolu bulduğunu gerçekten düşünüyor musun?
هل حقا تعتقد أنك حللت لغز وسيلة الخروج؟

Davayı çözdüğünü söyledin.
قلت أنّك حللت القضية؟

Olayı çözdüğünü düşünüyor.
يظن أنك قد حللت القضية.

Süper Alex, aferin. Problemi nasıl çözdüğünü göstermek ister misin?
هل تظهر لي كيف حللت المسألة؟

Davayı düşünüyordum ve nasıl çözdüğünü.
و كيف حللتها

- Ve Rusların problemi nasıl çözdüğünü? - Evet, kurşun kalem kullanmışlar.
وكيف أن روسيا حلت المشكلة نعم استخدموا قلم الرصاص

Taş devri avcısı ölümünü çözdüğünü duymuştum.
قرأت أنها حلت كيفية مقتل صياد العصر الحجري

Bu sorunu nasıl çözdüğünü biliyoruz.
ونحن نعلم كيف حلت تلك المشكلة

Ne yani, her şeyi çözdüğünü mü sanıyorsun, Amy?
لذا هل حللتِ الأمر يا (آمِي)؟