"çözmesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • فك
        
    • حلها
        
    • يحلّ
        
    • لحلها
        
    • يحلها
        
    • ليحلها
        
    • لفك لغز
        
    • أن يعتني بالأمر بدلاً
        
    Bunları çözmesi için birine ihtiyacım var. Lütfen beni içeri alın. Open Subtitles أحتاج مساعدة شخص ما في فك هذا رجاء إسمح لي بالدخول
    Benzetmesini tamamlasaydı bile çözmesi zor olurdu. Open Subtitles وأعتقد أيضاً أنّ تشبيهاته عصيّةٌ على فك رموزها بعد أن يقولها
    Dün ona çözmesi için bir matematik sorusu verdim hiç umut ışığı yok. Open Subtitles بالأمس أعطيته مسألة حسابية ولم يستطع حلها
    Asrın suç olayı değil ve çözmesi de o kadar zor olmamalı. Open Subtitles أعلم إنها ليست جريمة القرن وليس من الصعب حلها.
    Birilerinin geminin halatlarını çözmesi gerek. Open Subtitles على شخص ما أن يحلّ وثاق القوارب قبل أن تغادر مكانها.
    çözülmesi gereken gerçek sorunların neler olduğunu söyleyebilen ve bu sorunları teknolojinin çözmesi için yöntemler öneren kişilere ihtiyacımız var. TED ناس تواجه تحديات مختلفة وتستطيع تحديد الأمور التي علينا إصلاحها وإيجاد طرق لحلها بالتكنولوجبا.
    çözmesi gereken sorunları var. Open Subtitles لديه بعض المشاكل التي يجب أن يحلها
    Çözülmesi gereken büyük ve küçük sorunlar var çözmesi için bir başkasını bekleyemeyiz. Open Subtitles هنالك مشاكل كبيرة وصغيرة تحتاج إلى الحل ولا نستطيع الإنتظار ليحلها شخص آخر
    Bu işi çözmesi için güvenebileceğim tek kişi sensin. Open Subtitles أنتِ الشخص الوحيد الذي اثق فيه لفك لغز كل ما يدور.
    Kimi zaman geldiginde sorunu çözmesi için yegenin Steve'i göndermen daha kolay olur. Open Subtitles أحياناً، يكون الأمر أسهل إذا طلبتِ من ابن أخيكِ (ستيف) أن يعتني بالأمر بدلاً عنكِ.
    çözmesi pek zor değil. Open Subtitles من السهل جدا القدرة على فك رموزها
    Milyonlarca sayfa, çoğu şifrelenmiş çözmesi kolay olmadı. Open Subtitles الملايين من الصفحات الكثير منها مشفرة , لم يكن سهل فك تشفيرها .
    Şifreyi çözmesi için Arlington'dan kod kırıcı getirdik. Open Subtitles وأحضرنا خبيراً في فك الشفرات من جامعة "أرلينغتون" ليحاول حلها
    Bunları çözmesi için birine ihtiyacım var... Open Subtitles أحتاج مساعدة شخص ما في فك هذا
    Asrın suç olayı değil ve çözmesi de o kadar zor olmamalı. Open Subtitles أعلم إنها ليست جريمة القرن وليس من الصعب حلها.
    İkinizin çözmesi gereken şeyler var sanırım. Open Subtitles يبدو وأنكُما الاثنين لديكُما بعض المسائل الواجب حلها
    Ayrıca, nasıl ki her bir hücre faaliyete geçmek için besine ihtiyaç duymaktadırlar, aynı zamanda bu hücreler yan ürün olarak atık üretmektedirler ve bu atığın dışarı atılması her organın çözmesi gereken ikinci temel problemdir. TED الآن، مثلما تحتاج كل خلية للمواد الغذائية لتمدها بالطاقة، تنتج أيضًا كل خلية مخلفات كنواتج ثانوية، واستخلاص تلك المخلفات يمثل المشكلة الرئيسية الثانية التي يجب على كل عضو حلها.
    Sorunumu çözmesi için Dexter'a güvendim. O da çözdü. Open Subtitles وثقتُ بـ(دكستر) كي يحلّ المشكلة، وقد حلّها
    Sorunumu çözmesi için Dexter'a güvendim. O da çözdü. Open Subtitles وثقتُ بـ(دكستر) كي يحلّ المشكلة، وقد حلّها
    Beyin Cerrahı dışarıda kol gezerken sorunumu çözmesi için Dexter'a güvendim. O da çözdü. Open Subtitles لمّا كان جرّاح الأدمغة طليقًا، وثقتُ بـ(دكستر) كي يحلّ المشكلة، وحلّها
    çözmesi bir asır sürecek bir sorunumuz var. Open Subtitles إنها مشكلة كان يفترض أنْ يكون لدينا 100 عام لحلها
    Öğrencilerinin bu problemi çözmesi 6 hafta sürmüş. Open Subtitles أخذ طلابه سته أسابيع لحلها
    çözmesi için suçlar tasarlamasaydım St. John Lord Merridew oldukça verimsiz zaman geçirirdi. Open Subtitles سانت "جون لورد مارديو" سيستغرق ... وقتاً طويلاً فى الأمر إن لم أبتدع جرائم آخرى لكى يحلها
    Ama her zamanki gibi, ben bıraktıktan sonra diğerlerinin çözmesi gereken birtakım zor sorunlar da var. Open Subtitles ولكن كما هو الحال دائماً, كان هناك بعض المشاكل المستعصية والتي يجب أن اتركها ليحلها غيري
    Bu işi çözmesi için güvenebileceğim tek kişi sensin. Open Subtitles أنت تقريباً الشخص) الوحيد الذي أثق به لفك لغز كل تلك الأمور.
    Kimi zaman geldiğinde sorunu çözmesi için yeğenin Steve'i göndermen daha kolay olur. Open Subtitles أحياناً، يكون الأمر أسهل إذا طلبتِ من ابن أخيكِ (ستيف) أن يعتني بالأمر بدلاً عنكِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more