Beyefendi, size paranızı memnuniyetle iade ederiz ama probleminizi çözmez. | Open Subtitles | سيدي سنكون مسرورين بإعادة نقودك لكن هذا لن يحلّ المشكلة |
Bak kötü bi dönemden geçtiğini biliyorum, fakat eve kaçmak hiçbirşeyi çözmez. | Open Subtitles | انظري، أعلمُ ما تمرّين به، لكنّ الهروب إلى المنزل لن يحلّ شيئًا. |
Ama birkaç tane fen test kitabı burada olanları çözmez | Open Subtitles | ولكن بضعة كتب تخص العلوم لن تحل ما يحدث هنا |
Bu makine sorunları çözmez. Aksine yeni sorunlar yaratır. | Open Subtitles | هذه الأله لا تحل المشاكل فى الواقع أنها تخلق المشاكل |
Bir dizi tüp bebek, bu krizi çözmez. | Open Subtitles | دفعة جديدة من اطفال الانابيب لن يحل هذه الازمة |
Ama kitapta yoksa, kitaba göre yapmak hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | ولكن ماذا اذا لم يكن فى الكتاب, فان الكتاب لن يحل شيئا |
Diosa olayını çözmez ama itibar kazandırdı. | Open Subtitles | مع أنّها لا تحلّ قضية ديوسا، ولكنّها تُكسبني سمعةً طيّبة |
Ve Japonya'ya gitmen bunu çözmez. Kız senin için deliriyor. | Open Subtitles | ورحيلك إلى اليابان لن يحلّ ذلك إنها مجنونة بحبّك يا أخي |
Büyü her şeyi çözmez. | Open Subtitles | السحر لا يُمكنه أن يحلّ كلّ شيئ بل أحياناً يُعقّد الأمور |
Kaçmak hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | الهروب لن يحلّ أي شيء. |
Bu hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | هذا لا يحلّ شيء. |
Ama bu sorunu çözmez. | Open Subtitles | لكنّ ذلك لن يحلّ المشكلة |
Bu hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | هذا لا يحلّ أيّ مشكلة |
Herkes iyi gidiyordu ve senin dünyanda "iyi" vakaları çözmez. | Open Subtitles | الكل كان يلعب بلطافة و في عالمك اللطافة لا تحل القضايا |
Kötü bir hamle, çünkü asıl sorununu çözmez. | Open Subtitles | كلا، إنها حركة سيئة لأنها لا تحل مشكلتك الحقيقية. |
Bu onların hiçbir sorununu çözmez, çünkü oyuncular asla ölmez! | Open Subtitles | التي لا تحل أي شيء من مشاكلهم لأن الممثلات يموتن أبدا! |
Bu senin sorunlarını çözer ama onunkileri çözmez. | Open Subtitles | مشكلتك سوف تحل لكن مشكلته لن تحل |
Hoop, hoop, hoop, her şeyden önce, bu hiçbir şeyi çözmez. ve ikinci olarak, sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أولاً, هذا لن يحل أى شىء وثانياً, أنا أحتاج إليكِ |
Dinleyin beyler, haşin sözler sorun çözmez, harekete geçmek çözer. Neden işleri değiş tokuş edivermiyorsunuz. | Open Subtitles | إسمعوا يا رفاق , الكلام القاسي لن يحل الجدال بل الفعل |
Problemlerinden kaçmak hiç bir şeyi çözmez, biliyorsun. | Open Subtitles | الهرب من مشاكلك لن يحل شيئا أنت تعرف هذا |
Davaları bizim çözdüğümüzden daha iyi çözmez. | Open Subtitles | لا تحلّ الجرائم بأفضلَ ممّا كنّا نفعل |
Bir kaç sokak satıcısını polislerin götürmesi senin sorununu çözmez. | Open Subtitles | ولكن جعل الشرطة تُبعد بمروجين المخدرات بعض الشوارع لن يحل المشكلة |