"çığlıklar" - Translation from Turkish to Arabic

• الصراخ
• صرخات
• تصرخ
• الصرخات
• صراخاً
• يصرخ
• والصراخ
• يصرخون
• صراخا
• صراخ
• بالصراخ
• وتصرخ
• صيحات
• بصرخات
• الصياح

Bütün o çığlıklar ve kilerdeki gürültü onu korkutmadı mı sanıyorsun?
ألا تعتقد أنها خافت بسبب ذلك الصراخ والأصوات في القبو ؟

Her zaman günahkarlar acı içinde kıvranmalı. çığlıklar yer değirmenine üflemeli.
كلّ مرة يصرخ فيها الآثم من الألم يضرب الصراخ هذه المروحة

Bir erkek. 11: 10 civarında çığlıklar duymuş.
رجل ، سمع صرخات حوالى الساعة 11 و 10 دقائق

Ve adamakıllı ilaç vermeden bana batırdıkları kateterler Dünyanın sondajlanırken çıkardığına benzer çığlıklar atmama neden oluyor.
و القساطرة الذين شقوا فيّ بدون علاج مناسب جعلني أصرخ بالطريقة التي تصرخ بها الأرض من الحفر.

çığlıklar 5.45 duyuldu.
تم سماع الصرخات فى الساعه السادسه إلا ربع

Komşularından birkaçı, iki gece önce... çığlıklar duyduklarını iddia ettiler.
زعم بعض الجيران أنهم سمعوا صراخاً قبل ليلتين

Aylarca, tek hatırladığım şey çığlıklar: kolikmiş, öyle dediler.
لعدة أشهر، كل ما أتذكره هو الصراخ: المغص حسب قولهم.

Onun oturduğu yerde çığlıklar günlük hayatın bir parçasıdır.
إن الصراخ والصياح أمر شائع ومألوف في الحي الذي يعيش فيه.

Bunca şiddet, çığlıklar, acılar!
كل هذا العنف.. كل هذا الصراخ.. كل هذه المآسى

çığlıklar içinde ölmene izin vermeliydim!
ده بس علشان ذهبت الى فراش شخص غيرك كان على ان اتركك تموت من الصراخ

çığlıklar sustu ve brujo bana bağırdı...
الصراخ قد توقف. وصاح البروجو في وجهي لكي أعود.

Ne o gürültüler, ne o parlak ışıklar ne çığlıklar, ne de müzik.
سواء كان موضوع الطرق أو الإضاءة الصراخ أوالموسيقي

Belki de panik yüzünden odadan sesler... vesilahlıadamiçerigirerken arka plandaki çığlıklar yükselene kadar... mecburi bir son dakika tartışması olacaktı.
ربما مناقشة آخر لحظة حتى تتحول ضوضاء الغرفة إلى ذعر وتصدر صرخات الناس بدخول الرجل المسلح

Kız gibi çığlıklar duymadığıma göre, bence iyiler .
لم اسمع منهم اى صرخات, لذا اعتقد انهم بخير

Kendi ruhlarımızı acı içinde çığlıklar atarken gördük. Hala şansın varken geri dön!
صرخات مملوءة بالكرب الشديد والألم، عُدْ طالما الفرصة متاحة لك

Sadece suçlu olmakla kalmayıp, yanına yaklaştığında çığlıklar atan bir kadını, anlamsızca saplantı yaptın.
ليس فقط تعتبر مجرمة لكنها تصرخ إذا إقتربت منها

Duyduğum bütün çığlıklar kulaklarımda çınlıyor.
كل الصرخات التي سمعتها تبدأ تتجسد إمام عيني

Komşular, akşam erken saatlerde çığlıklar duyduklarını ama seslerin cadılar bayramıyla ilgili olduğunu söylüyorlar.
قال الجيران إنهم سمعوا صراخاً في ساسعت المساء الأولى لكنهم نسبوا ذلك إلى ضجّة عيد "هالويين" التقليدية

Bu sabah 4:00'te biberonu almak istemeyip, çığlıklar atarken pek de sevimli değildi.
هو ليس رائعاً في الرابعة صباحاً عندما يصرخ و لا يقبل أن يأكل

Kızım çığlıklar atıyor ve ben gidecek miyim?
اقصد, ابنتي تبدأ بالبكاء والصراخ ويفترض بي فقط ان اتركها؟

Üç kişinin çığlıklar atarak buradan dışarı sürüklendiğini görünce bu biraz zor oluyor.
هذا صعب على المرء حين يشاهد ثلاثة أشخاص يتم جرهم للخارج وهم يصرخون.

Bakma! Gidelim buradan. - çığlıklar duyduk.
ـ لا تنظرى إليه, ودعينا نخرج من هنا ـ سمعنا صراخا..

Dikenli tellerin yanında çalışıyordu ve korkunç çığlıklar duyuyordu.
كان يعمل خلف الاسلاك الشائكة وكان يسمع صراخ فضيع

"...çığlıklar daima kapılar kapandıktan sonra başlamaktadır.
دائما يبدأ اليهود بالصراخ لحظة اغلاق الابواب

JM: Bir kız, kız kardeşini sevdiğinde bir yayıncı onun hikâyelerini yayınlamak istediğinde çığlıklar atarak sevinir.
عندما تحب أختٌ أختها، تهتف وتصرخ عندما يوافق وكيل نشر أن يرسل قصصك.

İyimserliğin için sağol ama köpükler saçan ağzından korkunç çığlıklar bekliyorum.
أقدر لك تفاؤلك لكنني أتوقع صيحات مرعبة متبوعه بالزبد في فمي

Kadın doğum bölümü mesela, genellikle ıstırap dolu çığlıklar atan hamilelerle doludur.
قسم الأمومة بالتحديد, مملوء بصرخات الألم من قِبَل أمّهات على وشك الولادة

Geceleyin ne tür çığlıklar ve inlemeler duymuşlar?
مانوع الصياح والعويل الذي تسمعونه في الليل؟