- Beş dakika içinde bizi buradan çıkar. - Çıkış yolunu bilmiyorum. | Open Subtitles | ـ لديك خمسة ثواني لتخرجنا من هنا ـ لا أعلم طريق الخروج |
İhtiyar bize hoşgeldiniz mi diyor yoksa Çıkış yolunu mu gösteriyor? | Open Subtitles | هل الرجل العجوز يرحب بنا أو يدلنا على طريق الخروج ؟ |
Çıkış yolunu bulmak için yeni kitabı okumalıyız. | Open Subtitles | نَحتاجُ لقِراءة الكتابِ الجديدِ لإكتِشاف طريق الخروج. |
Nanahara diyor ki Kawada adadan Çıkış yolunu biliyormuş. | Open Subtitles | ناناهارا قال أن كوادا يعرف مخرجاً لهذه الجزيرة |
Çıkış yolunu düşünelim o zaman! | Open Subtitles | -حسناً، دعنا فقط نحفر طريقاً للخروج من هنا |
Burada kalamazsın. Bu sana Çıkış yolunu gösterir. | Open Subtitles | لا يُمكنك البقاء هنا , هذه ستُريكي الطريق للخارج |
Doğru dosyayı yedekledim. Buradan Çıkış yolunu bulur bulmaz ve bunu kanıtlayacağız. | Open Subtitles | كلا، حمّلت الملف الصحيح، وسنثبت ذلك حالما نجد طريقة للخروج من هنا |
Kendi Çıkış yolunu kendin bul. | Open Subtitles | أبحثى عن طريقك للخروج |
Bu yüzden size Çıkış yolunu gösterip durdu. Dindar değilsiniz, batıl inançlarınız yok, ...sarılacak hiçbir inancınız yoktu. | Open Subtitles | لهذا استمر في جعلك ترى طريق الخروج لستَ متدينا و لا تؤمن بالخرافات |
Çorak Topraklar'dan Çıkış yolunu bize gösterebileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ظننته سيرينا طريق الخروج من الأراضي الوعرة. |
40 yıl önceymiş ama Çıkış yolunu hatırlayabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | كان هذا قبل 40 عاما لكنه يعتقد انه يمكنه تذكر طريق الخروج |
Bize Çıkış yolunu göstermeniz büyük nezaket. | Open Subtitles | من الرائع أن تطلوعنا يا رفاق على طريق الخروج |
Yeterli zaman verilirse Çıkış yolunu bulurum. | Open Subtitles | ،لو أمهلتني وقتًا كافيًا فسوف أجد طريق الخروج |
Yeterli zaman verilirse Çıkış yolunu bulurum. Ne kadar zaman? | Open Subtitles | ،لو أمهلتني وقتًا كافيًا فسوف أجد طريق الخروج |
Buradan Çıkış yolunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف طريق الخروج من هذا المكّان. |
Oyun arkadaşım Çıkış yolunu bulup bulamayacağımı görmek için beni bilerek köşeye sıkıştırmış. | Open Subtitles | "لقد رأى رفيق لعبي فرصةً ليحشرني في زاوية ويرى إن كنتُ سأجد مخرجاً" |
Çıkış yolunu bildiğini zanneden bir adam var. | Open Subtitles | و هناك رجل يعتقد أنه يعرف طريقاً للخروج |
Çıkış yolunu nasıl bulacağım? | Open Subtitles | كيف يمكن أن أجد طريق خروجي ؟ |
Düşman güçlerini araştırıp olası en iyi Çıkış yolunu bulun. | Open Subtitles | سوف نُراقب جميع الطرق مِن الأعلى، للعثور على أفضل طريق للخروج مِن هُنا. |
Parktan Çıkış yolunu bulmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | نحاول أن نجد طريقا للخروج من المنتزه |
Deli bir papağan gibi giyinmenize, bir ineğin sindirim sisteminden Çıkış yolunu müzakere eden bir tabak fasulye gibi konuşmanıza da bir itirazım yok. | Open Subtitles | من يراك يقول بأنك ترتدي كببغاءٍ أهبل وتتكلم كطبقٍ من الفاصوليا يشق طريقه للخروج من جهاز أحد الأبقار الهضمي |
Bay Miller, bu kadına hastaneden Çıkış yolunu gösterin. | Open Subtitles | مستر/ميلر,قُد هذه المرأة للطريق الي خارج المستشفى |
Kan izlerine bakılırsa kurşunların ikisi de aynı Çıkış yolunu izlemiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ الرصاصتان سلكتا طريق خروج متطابق تقريباً، بناءً على اللطخة |
Çıkış yolunu biliyorum! | Open Subtitles | أعرف طريقي للخارج |
Çıkış yolunu biliyorum, şuradaki kapağın altından bir delikten geçerek. | Open Subtitles | أعرفُ طريقًا للخروج أسفل ذلك الباب المسحور عبر حفرة |