"çıkıyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يخرجون
        
    • يتواعدان
        
    • يتواعدون
        
    • يغادرون
        
    • سيخرجون
        
    • يظهرون
        
    • يَخْرجونَ
        
    • يصعدون
        
    • يخرجان
        
    • يخرجوا
        
    • يغادران
        
    • يمشون على
        
    • إنهم قادمين
        
    1987 takımının koşucuları, günümüzün koşusularını desteklemek için hala antrenmana çıkıyorlar. Open Subtitles الراكضون من ذلك العام 1987 لازالوا يخرجون .ويدرّبون راكضون هذا اليوم
    Takım olarak çalışıyorlar, dışarı çıkıyorlar ve doktorlara ilaç satmak için uğraşıyorlar. TED يعملون في فرق ، يخرجون و يبيعون للأطباء و يحاولون جعلهم يشترون الأدوية إذن يمكننا أن ننظر و نرى كيف يبيعون هذه الأشياء
    ve sıkı durun- çıkıyorlar. Open Subtitles .و تمسكوابمقاعدكميارفاق . انهما يتواعدان
    Bak ebeveynlerimiz çıkıyorlar. Ona karşı sorumlu hissediyorum. Open Subtitles انظري,امها و أبي الآن يتواعدان,اشعر انني مسؤله عنها
    # Arabada çıkıyorlar, yerde çıkıyorlar. # Open Subtitles يتواعدون في السيارة يتواعدون على الأرضية
    Ve 20'li yaşlarından, işletme ve İngilizce dereceleriyle değil suç kayıtlarıyla çıkıyorlar. TED وهم يخرجون من العشرينات من عمرهم، ليس بشهادات في الأعمال واللغة الإنجليزية، بل بسجلات جنائية.
    Evet bayan. Bu akşamüstü dışarı çıkıyorlar. Open Subtitles نعم يا انسة, انهم سوف يخرجون هذه الظهيرة
    Bitti dostum. Şu adamlara bak. Dışarı çıkıyorlar. Open Subtitles قُضي الأمر يارجل ، انظر إليهم إنّهم يخرجون
    Geliyorlar çocuklar. Aşağıdalar! Yukarı çıkıyorlar! Open Subtitles إنهم قادمون، يا شباب إنهم هناك إنهم يخرجون
    Her ne iseler, avlanmak için ortaya çıkıyorlar. Open Subtitles ولكن ماهم ؟ لابد وأنهم يخرجون إلى السطح ليصطادوا
    "Sadece geceleri ortaya çıkıyorlar." Bu tam olarak ne demek? Open Subtitles انهم يخرجون بالليل فقط ماذا يعني هذا بالضبط؟
    Bayan Park Gae In ile Mimar Jeon Jin Ho çıkıyorlar. Open Subtitles "الأنسة "بارك جي إن والمدير "جيون جين هو" يتواعدان
    Yani şimdi bu ikisi gerçekten çıkıyorlar mı? Open Subtitles اذا هؤلآء الاثنين حقا يتواعدان.
    Anlaşılan kızım Kat ile oğlunuz çıkıyorlar. Open Subtitles على ما يبدو فإن ابنتي وابنك يتواعدان
    İkisi çıkıyorlar mıydı? Open Subtitles هل كانا يتواعدان ؟
    Altı aydır çıkıyorlar, değil mi? Open Subtitles ،منذ متى وهم يتواعدون تقريباً ستة شهور، صحيح؟
    - Ben de öyle ama görünüşe göre çıkıyorlar. Ve fazlası da var. Çok daha fazlası. Open Subtitles أنا أيضاً ، لكن يبدو أنهم يتواعدون وأكثر ، أكثر بكثير
    Yola buradan çıkıyorlar, delilleri buraya götürüyorlar. Biz de buradayız. Open Subtitles إنهم يغادرون من هنا آخذين الدليل إلى هنآك ونحن هنا
    Ve dışarı çıkıyorlar, hareket ediyorlar ve altıncı patlayıcıya, bir Claymore mayınına tosluyorlar. Open Subtitles سيخرجون من رقم ستة لغم مضاد للأفراد نهاية القصة
    Neden ortaya çıktıklarını bilmiyorum, ama çıkıyorlar. TED لست متأكدا حقا لماذا تظهر، ولكنهم يظهرون.
    Doğu tarafından çıkıyorlar. Open Subtitles أنهم يَخْرجونَ الآن من الجانبِ الغربيِ من مركز التجارة العالمي
    Ve işlerine giden yoldaki bu devasa yürüyen merdivenlerle yukarı çıkıyorlar. TED وهم يصعدون هذه الدرج المتحركة العملاقة نحو طريق عملهم.
    çıkıyorlar. Fransız öpücüğü ve her şeyi yapıyorlar. Open Subtitles هما يخرجان الان كانا يقبلان بعضهما قبلة فرنسية وكل شيئ
    İnsan içine çıkıyorlar. Ama sen... Open Subtitles على الأقلّ هم ما زالوا بإمكانهم أن يخرجوا علنا، لكنّ أنت
    Anlaşılan bardan birlikte çıkıyorlar. Benim gördüğüm bu. Open Subtitles يبدو انهما يغادران الحانه معا، ذلك ما أراه
    Her Pazar sahaya çıkıyorlar. Open Subtitles إنهم يمشون على هذا الملعب كل أحد
    Yerin altından çıkıyorlar, hayaletler. Open Subtitles ...إنهم قادمين من تحت الأرض الأشباح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more