"çıkarmaya" - Translation from Turkish to Arabic

• إخراج
• نزع
• إزالة
• إثارة
• لإخراج
• إخراجها
• خلع
• إخراجك من
• لإزالة
• بخلع
• تنزع
• إخراجه من
• بإزالة
• للأعتراف
• إخراجهم

Bu mahkemenin dini sebeplerle mezardan çıkarmaya engel olduğu bir dava.
هنا قضية حيث المحكمة حكمت ضد إخراج الجثة على أُسُس دينية

Bu hastaneden giden bazı doktorlar saatlerdir bir adamı çıkarmaya çalışıyorlar. Saatlerdir.
لقد قضى بعض الاطباء من المشفى ساعات في الموقع محاولين إخراج رجل

Bir erkek bir yüzüğü parmağa geçirmeye çalışırken bir kadın hala bileziğini çıkarmaya çalışıyordu.
..بينما كان رجل يضع خاتماً كانت امرأة تحاول نزع سوار

Sen bayılınca, kanamayı durduracağım kanama durunca da, camı çıkarmaya çalışacağım, anladın mı?
وعندما تُخدر, سوف اوقف النزيف وعندما أنهتي. سوف أحاول إزالة قطعة الزجاج. إتفقنا؟

Sen yağmurlukları getir, onları yukarı çıkarmaya başlayalım.
من المستحسن أن تحضر تلك المعاطف المضادة للماء دون إثارة ريبة.

Fakat bir avuç bilim adamıyla kumdan acı kasırgasını kazıp çıkarmaya ihtiyacın yok.
لكنك لا تحتاجين إلى هذه العاصفة من الألم... لإخراج مجموعة علماء من الرمال

Şimdi ise, onu canlı olarak çıkarmaya uğraşmak zorundayım.
والآن ينبغي أن أحرص على إخراجها وهي على قيد الحياة

Estragon adında kılıksız bir adam alacakaranlıkta bir ağacın yanına oturur ve çizmelerini çıkarmaya uğraşır.
رجل رث يدعى استراغون. يجلس بالقرب من شجرة في الغسق ويحاول خلع حذائه بدون نجاح.

Daha sonra, bebeği çıkarmaya yardımcı olması için hastasına bir doz "cihuapatli" ilacı veriyor, hastasına buhar kulübesinde masaj yapıyor ve karnını tütünle ovuyor.
ثم تحقن المريضة بجرعة من السيواباتلي للمساعدة في إخراج الطفل، تقوم بتدليكها في حمام بخار، وتفرك معدتها بالتبغ.

Mermiyi çıkarmaya çalıştım ama çok derinde.
لقد حاولت إخراج الرصاصة لكنها عميقة للغاية

Gerçekten büyüydü. Hile yapmak gibi değil... Şapkadan tavşan çıkarmaya da benzemiyor.
إنه سحر حقيقي و ليست شعوذة او إخراج الأرانب من القبعات.

Hayır lütfen elbiseni çıkarmaya devam et.
كلاّ، أرجوكِ، لا تتوقفي عن نزع ملابسك بسببي.

Babanın üstünden zehirli cübbeyi çıkarmaya çalışırken oldu.
و أنا أحاول نزع العباءه المسمومه عن والدك

Bu sabah o lanet şeyleri çıkarmaya çalışırken iki çocuk daha kaybettik.
و قد خسرنا طفلين هذا الصباح خلال محاولة إزالة تلك الأشياء اللعينة

Saatlerce banyoda üzerindeki boyayı çıkarmaya çalıştı.
أمضت ساعات في الحمّام وهي تحاول إزالة الطلاء.

Affedersin ama birilerini oradan çıkarmaya uğraşırken bütün arka kapılarımı o ağda kaybettim.
معذرةً، ولكن لقد حرقتُ، سلفاً جميع أبوابي الخلفية، للدخول لتلك الشبكة لإخراج شخصٌ ما، من هناك

Hayır, onu evimden çıkarmaya çalıştım.
لم ادفعها كنت احاول فقط إخراجها من المنزل

Bilesiniz diye söylüyorum aynısı koşumu çıkarmaya kalkmanız için de geçerli.
و لمعلوماتك, ينطبق نفس الشيء إن حاولت خلع الأربطة

Dün akşam olanları anlamamda bana yardımcı oldun, bakalım seni bu işten çıkarmaya yardım edebilecek miyim.
ستشهد بما حدث الليله الماضيه بالضبط و سأري إن كان بإمكاني إخراجك من هذا الأمر

Birisi, o öldürüldükten sonra, cihazı çıkarmaya gelmiş.
جاء ذلك في شخص بعد ان كان قتل لإزالة الجهاز.

Nakavt sayımı sona ermeden hepsi kulaklarını çıkarmaya başlamışlardı bile.
قاموا بخلع سماعة الرأس قبل أن بدأ الحكم العدّ.

Bir hemşire başını çıkarmaya çalışıyordu ve adam 130 kilo falandı.
كانت هناك ممرضة تحاول أن تنزع رأسه منه أعني, الرجل حري به أن وزنه 300 باوند

İhtiyacı olmayacak. Sen sadece onu birkaç saatliğine oradan çıkarmaya çalış olur mu?
فقط حاول إخراجه من هناك لبضع ساعات، اتفقنا؟

Yeni keşfetmeye başladığımız senin diğer parçalarını açığa çıkarmaya devam ederiz.
ونستمر في كشف ملامح جوانب من شخصيتك بدأنا بإزالة الستار عنها

Her hafta buraya sanki günah çıkarmaya gelir gibi geliyordu.
كان يأتي لهنا كل أسبوع مثل و كأنه يذهب للكنيسة للأعتراف

Bütün bildiğim bu adamların partimizi bastığı ve çıkarmaya çalıştığımızda da deliye döndükleri.
كل ما أعرفه أنهم أفسدو حفلنا و عندما حاولنا إخراجهم صاروا يتصرفون بجنون