Bak sana ne diyeceğim, o tanktan maymuna benzer bir şekilde çıkarsan... kendi rızamla bir akıI hastanesine yatacağım. | Open Subtitles | اذا خرجت من هذا المستوعب وكأنك تشبه القرد سوف أذهب الى قداس العقلية والزم نفسي. |
Canını sıkacak birşeyler söylemiş olabilirim... ama eğer arabadan çıkarsan... mesele her ne ise... çözmeye çalışacağıma söz veririm. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أنك منزعجة من أمر ما، ولكن إن خرجت من هذه السيارة، أعدك أن أفعل أياً ما يلزم لتصحيح الأمور. |
Üstündeki ıslak elbiseleri çıkarsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل خلع هذه الملابس المبتلة |
- Bari şu tavuk kıyafetini çıkarsan. | Open Subtitles | ألا يمكن على الأقل ان تخلع لباس الدجاج هذا؟ |
Üzerindekileri çıkarsan iyi olur, tatlım. | Open Subtitles | يستحسن أن تنزع ملابسك الآن يا عزيزي |
Ama onunla çıkarsan ondan nefret etmem daha zor olacak. | Open Subtitles | لكن إذا خرجت معه, سيكون من الصعب علي أن أكرهه. |
çıkarsan tüm eşyalarını sokakta bulursun. | Open Subtitles | إذا خرجت من هنا , فستجد جميع أغراضك ملقاة في الخارج |
Dışarı çıkarsan, toplumu tehlikeye attığın için dışarıda kalırsın, çünkü seni içeri almayız. | Open Subtitles | المهم, إذا خرجت من تلك البوّابات, عندها تعرّض هذا المجتمع للخطر يمكنك أن تبقى بالخارج هناك, لأنك لن تعود |
Ama eğer o kapıdan çıkarsan bir daha sana asla açılmayacaktır. | Open Subtitles | ولكن إذا خرجت من الباب فلن أستقبلك مجدداً |
O kapıdan dışarı çıkarsan bu akşam burada yatamazsın. | Open Subtitles | إذ خرجت من ذلك الباب فلن تنام هنا الليلة |
Üstündeki ıslak elbiseleri çıkarsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل خلع هذه الملابس المبتلة |
O şeyi bir dahaki izleyişinde gözlüklerini çıkarsan iyi olur. | Open Subtitles | ويجب عليك خلع نظاراتكِ |
Şu zincirleri çıkarsan da konuşsak nasıl olur? Sence de bu bıçakların modası geçmedi mi? | Open Subtitles | لماذا لا تخلع هذه السلاسل ولنتحدث؟ الا تعتقد ان المنجل الة للقتل؟ |
Ayrıca o beyaz polo tişörtle haki renk pantolonu da çıkarsan iyi olur. | Open Subtitles | ويفضّل بك أن تخلع ذلك القميص اللعين وتلك السراويل القماشيّة المطويّة |
- Kısmen, ayrıca yeleği çıkarsan diyorum. | Open Subtitles | جزئياً. أيضاً ربما تنزع السترة ؟ |
Çamurdan çıkarsan, yağmurun ne kadar romantik olduğunu fark edeceksin. | Open Subtitles | إذا خرجت مِنْ الطينِ، أ سَتدركُين كَمْ تكون ألأمطار رومانسية |
Eğer o tüfekle buradan çıkarsan seni cinayetle itham ettireceğim. | Open Subtitles | سأكون قد إتّهمتـكَ بالقتـل إذا خرجتَ بتلك البندقيـة |
Bugün zamanında yola çıkarsan tabii, ki eminim çıkacaksın. | Open Subtitles | هذا إذا غادرتِ في الوقت المحدد اليوم، وأنا واثق أنكِ ستفعلين |
Oraya çıkarsan rozetini kaybedersin! | Open Subtitles | إذا أردت أن تدخل، فسيكلفك هذا شارتك! |
Senden ne beklediğimizi bilerek bir süre dış dünyaya çıkarsan onu kendinin de bekleyip bekleyemeyeceğini anlarsın. | Open Subtitles | لو أنك خرجت إلى العالم لفترة عارفة بما نتوقعه منك... سوف تكتشفين إن كان يمكنك... توقعه من نفسك. |
O kapıdan çıkarsan gerçeği asla öğrenemeyebilirsin. | Open Subtitles | ، لأنك لو خرجتِ الآن قد لا تعرفين الحقيقة أبداً |
Karşı çıkarsan o zaman şekerleme üreticilerinden alırım. | Open Subtitles | إن كنت معارضاً له ستتوفر عندي لك أموال من أصحاب مصانع الحلويات |
Arka kapıdan çıkarsan yakalayabilirsin. | Open Subtitles | ربما تستطيع اللحاق بها إذا ذهبت إلى الخلف |
Eve gitmek istemiyorum. Eğer dışarıya çıkarsan, onlara beni kaçırdığını söylerim. | Open Subtitles | لا أريد العودة الى المنزل، اذا خرجت فسأقول لهم انك اختطفتني |
Dışarı çıkarsan, şansın olmaz. | Open Subtitles | اذا خرجتي لن يكون لكي خيار أخر للعوده |