"çıkmıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يخرج
        
    • تواعد
        
    • يواعد
        
    • يصعد
        
    • تتواعدان
        
    • انها لا تزول
        
    • لا يقودونها
        
    • قام يسترق النظر
        
    • تُنزع
        
    • يواعدونني
        
    • يَنفصلَ
        
    • لا يزول
        
    • لا تخرج من
        
    • إنها لا تخرج
        
    Devasa bir şey ve çığlıklar atıyor atıyorum ama ağzımdan hiç ses çıkmıyor. Open Subtitles بالتنين الهيكل العظمي، الهائل، وأنا أصرخ وأصيح لكن لا شيء يخرج من فمي
    Anlayacağınız, Dünya'nın kütlesel olarak yüzde 8.3'ünün aluminyum olmasına rağmen, saf metal olarak çıkmıyor. TED مع أن الالمنيوم كما تعلمون يستحل نسبة 8.3 بالمئة من كتلة الأرض، فهو لا يخرج كمعدن خام.
    Hiç dışarı çıkmıyor ki neden görünüşünü bu kadar önemsesin? Open Subtitles إنه لا يخرج أبداً. لماذا يهتم بمظهره إذن ؟
    Şu uçan maymunlardan birisiyle çıkmıyor muydun? Gülme. Open Subtitles ألم تواعد أحد من كانوا يرتدون ملابس القرود؟
    Çünkü benim babam, sanki bizi dev pandalarmışız gibi çiftleştirmeye çalışan yarı yaşındaki bir afetle çıkmıyor. Open Subtitles لأن أبي لا يواعد إمرأة في نصف عمره الذي بطريق الصدفة حاول مقابلتنا كأننا عمالقة باندا
    Çoğu şehirde polis şefi böyle aramalarda dışarı bile çıkmıyor biliyor musun? Open Subtitles في معظم المدن، رئيس الشرطة لا يخرج في مثل هذه الحالات.
    Artık dolaptan seni korkutan hiçbir şey çıkmıyor değil mi? Open Subtitles لن يخرج شئ من الدولاب لإخافتك ثانية، صحيح؟
    Bu adam kızla randevuya çıkmıyor. Partilere gitmiyor. Gruplar karşısında kendini rahat hissetmiyor. Open Subtitles المُخرّبون يعجزون أن يكونوا إجتماعيين هذا الرجًُل لا يخرج في مواعيد غرامية
    Bu kasette katil içeri giriyor ama dışarı çıkmıyor. Open Subtitles لقد أدركت شيئا شريط الفيديو يظهر القاتل وهو يدخل وليس حين يخرج
    - çıkmıyor Open Subtitles انه لا يخرج ايها الاحمق المريض. انه يؤلم ..
    Saçıyla ilgili bir hastalığı var, yani saç tıraşı olmuyor çünkü saçı çıkmıyor. Open Subtitles لديه مرض يحتم عليه أن يكون رأسه أصلعاً لكن، لا يجب عليه أن يحلق رأسه بإستمرار لأنه لا يخرج منه أية شعرة
    Hiçbir şey dışarı çıkmıyor o yüzden acı gittikçe daha da kötüleşecek. Open Subtitles لا شيءَ يخرج منك لذا سيسوء ألمكَ أكثر فأكثر
    Sakın olma. Öyle ya da böyle, sonu hiçbir şeye çıkmıyor. Open Subtitles لا تكن كذلك , من المستحيل أن يخرج أي شيء من هنا
    Buralardan hiçbir şey geçmesini istemiyorum. - Hiçbir şey girmiyor, çıkmıyor. Open Subtitles لا أريد شيئاً يخترقها لا شي يدخل، لا شيء يخرج
    Dans takımındaki hiçbir kız liseli oğlanlarla çıkmıyor. Open Subtitles لا يوجد فتاة في فريق الرقص تواعد فتى في الثانوية
    Kurt ve Blaine hala ayrılar ve Kurt kimseyle çıkmıyor ama Blaine kesinlikle biriyle çıkıyor ve çıktığı kişi Karofsky. Open Subtitles كورت و بلاين لازالا منفصلين و كورت لا يواعد أحد لكن بلاين بلاين بالتأكيد على علاقه
    Aşağı iniyor, yukarı çıkmıyor. Open Subtitles انه ينزل لا يصعد
    - Bir dakika ikiniz çıkmıyor musunuz? - Çok komik. Şaka yapıyorum. Open Subtitles أنتظر, ألستم تتواعدان يارفاق؟ أنا فقط أمرح
    çıkmıyor da anasını satayım. Open Subtitles اللعنة ، انها لا تزول
    Benzin pahalı. Arabası olanlar bile artık trafiğe çıkmıyor. Open Subtitles الوقود باهظ، وحتى هؤلاء الذين يمتلكون السيارات، لا يقودونها.
    Ortaya çıkmıyor Open Subtitles و قام يسترق النظر
    - Kafalarındaki çuval ne zaman çıkıyor? - çıkmıyor. Open Subtitles متى تُنزع هذه الأكياس عن رؤوسهم؟
    Belli bir yaşın üzerindeki kadınlar benimle çıkmıyor. Open Subtitles إنه يحدث كثيراً يا عزيزتي تلك النساء بهذا العمر لا يواعدونني
    Maske çıkmıyor! Open Subtitles القناع لَنْ يَنفصلَ
    Evinizdeki yanmış duvara dokunduğumdan beri bu iz çıkmıyor. Open Subtitles حسنٌ، منذ أن لمست الحائظ المُحترق في منزلكم وهذا الأثر لا يزول
    Belki kelimeler ağzımdan çıkmıyor ama düşünüyorum. Open Subtitles حسنا ، ربما الكلمات لا تخرج من فمى لكنى أفكر بها
    İşe yaramıyor, yerinden çıkmıyor. Open Subtitles لم ينجح إنها لا تخرج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more