"çıkmak üzere" - Translation from Turkish to Arabic

    • على وشك أن
        
    • على وشك الخروج من
        
    • على وشك الذهاب
        
    • أنه على وشك
        
    Her neyse, CD çıkmak üzere, ve ilk reklam birazdan başlayacak. Open Subtitles بأيه حال, الألبوم سيطرح و أول أعلان على وشك أن يبث
    John Forster sana bir ölüm sözü verdi, ve çıkmak üzere. Open Subtitles جون فورستر منحك حكماً بالإعدام و هو على وشك أن يطلق سراحه
    Kör ve tek kollu dansçı çıkmak üzere. Open Subtitles الراقصة العمياء ذات الذراع الواحد على وشك أن ترقص
    Bence gözlerinden kan çıkmak üzere. Open Subtitles أعتقد أن الدم على وشك الخروج من مقل عينيه
    Ev arkadaşım duştan çıkmak üzere. Odamda konuşsak? Open Subtitles زميلتي على وشك الخروج من الإستحمام ، لنتحدث في غرفتي
    Bu Thom. O bir profesyonel çünkü ilk görevine çıkmak üzere. Open Subtitles هذا (توم) وهو الخبير لإنه على وشك الذهاب في أول مهماته
    Delinin biriyle çıkmak üzere olduğundan mı bahsediyorsun? Open Subtitles هل تعني أنه على وشك الخروج مع شخص مجنون؟
    Kuzey sahili rüşvet skandalı ortaya çıkmak üzere. Open Subtitles فضيحة رشوة الشاطىء الشمالي على وشك أن تنفجر بشكل واسع
    Orta Fransada ilk bahar ve sıradışı bir hikaye açığa çıkmak üzere. Open Subtitles انه فصل الربيع, و هنا في وسط فرنسا قصة غير عادية على وشك أن تتكشف.
    Avatar Takımı devriyeye çıkmak üzere. Open Subtitles أنتى على وشك أن يتم إرجاعك بواسطة فريق الأفاتار
    Karos kara para aklamaktan mahkemeye çıkmak üzere. Open Subtitles إنه على وشك أن يُتهم بجريمة غسيل أموال كبيرة.
    Uydu menzilden çıkmak üzere. Open Subtitles القمر الصناعي على وشك أن يمر داخل المجال.
    Ön cama yapışıp vıcığı çıkmak üzere olan bir sinek gibiyim. Open Subtitles أنا كالذبابة التي على وشك أن تُسحق في الزجاج
    Hisse değeri 30 dolara çıkmak üzere. Piyasadaki pozisyonumu ikiye katla. Open Subtitles الأسهم على وشك أن تصل إلى 30 دولاراً ضاعف مركزي في السوق
    Kalbim o kadar hızlı atıyor ki, yerinden çıkmak üzere. Open Subtitles قلبي ينبض بسرعة ، على وشك أن يطير
    Yoldan çıkmak üzere olan bir okul öğretmeni. Open Subtitles إنها مدرسة على وشك أن تقع قبالة الطريق.
    Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Otomatonumuz gün ışığına çıkmak üzere. Open Subtitles انتهينا تقريباً رجلنا الآلي على وشك الخروج من الظلال
    Simpson arabadan çıkmak üzere. Open Subtitles سيمبسون) على وشك الخروج من السيارة).
    İşler çığırından çıkmak üzere. Open Subtitles الأمور على وشك الذهاب إلى أسفل.
    Birinci sınıf pilot Jerome Morrow Satürn'ün 14. uydusu Titan'a yapılacak bir yıllık insanlı görevine çıkmak üzere. Open Subtitles (جيروم مورو) ملاح أول هو على وشك الذهاب برحلة لمدة عام الى تيتان .(القمر الرابع عشر لكوكب (زحل
    Hayır, olaylar kontrolden çıkmak üzere. Open Subtitles لا , أنه على وشك ضرب المروحة مرة أخرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more