Fakat hastalığı geçene kadar onunla çıkmayacağım. | Open Subtitles | لكنني لن أخرج معه حتى يتغلب على ذلك الزكام |
Hayır, söz veriyorum dışarı çıkmayacağım Bana ne yapacağımı söyle, bebeğim. | Open Subtitles | كلا، أعدك أنني لن أخرج أخبرني ماذا أفعل؟ |
- Dışarı çıkmayacağım. - O kadar kötü olamaz. | Open Subtitles | لن أخرج لا يمكن ان يكون بهذا السوء ، هيا أخرجي |
Hükümeti sonsuza kadar buradan yönetemem ancak tehlike geçmeden yukarı çıkmayacağım. | Open Subtitles | لا يمكنني إدارة الحكومة من هنا إلى الأبد ولكني لن أصعد إلى أعلى إلا إذا كان الوضع امن |
"Burada oturuyorum. Şu çılgın insanlarla sahneye çıkmayacağım, dans etmeyi sevmem..." | TED | لن أصعد إلى هناك مع هؤلاء المجانين، لا أحب الرقص." |
Oldu işte. Onunla hiç çıkmayacağım. | Open Subtitles | حسناً, لن أواعدها أبداً |
Bak, yoluna çıkmayacağım ama aramızdaki durum değişmiş değil. | Open Subtitles | انظر أنا لن أقف في طريقك لكن هذا لن يغيّر شيئاً بيننا |
Vurulmak için dışarı çıkmayacağım. Yine de teşekkürler. | Open Subtitles | لن أخرج إلى هناك و أتعرّض للقتل لكن شكراً مع ذلك |
Annen beni eve bırakana kadar arabadan çıkmayacağım. | Open Subtitles | لن أخرج من السيارة حتى تأخذني أمكِ لمنزلي |
Çıkmak istiyorum, ama biraz hastane şekerlerinden araklamadan çıkmayacağım. | Open Subtitles | لقد فعلت ، لكنى لن أخرج قبل أن أكسب شيئاً شيء لذيذ ، عالى القيمه من حلوى المستشفيات |
Ve sahip olmadığıma sahip olana dek oradan çıkmayacağım. | Open Subtitles | و لن أخرج منها إلى ان أحصل على المقطورة التي لا أملكها |
Yeni bir karavanım olana dek ...bu karavandan çıkmayacağım. | Open Subtitles | لن أخرج من هذه المفطورة إلى أن أحصل على مقطورة جديده |
Herkes deli gibi davranmayı kesmedikçe tuvaletten çıkmayacağım! | Open Subtitles | لن أخرج من هذا الحمام حتى يتوقف الجميع عن التصرف بجنون |
ama bu kız benimle çıkmaya karar verene kadar, burdan çıkmayacağım. | Open Subtitles | ولكني لن أخرج من هنا حتى توافق علي الخروج معي. |
Ve emin olun ki bende çıkmayacağım. | Open Subtitles | و أؤكد لك أنني لن أصعد إلى هنا أيضاً |
Yukarı çıkmayacağım, burada bile olmak istemiyorum anne hiç güvenli değil. | Open Subtitles | لن أصعد . لاأريد أن أكون هنا . امي |
Yukarı çıkmayacağım, seninle kalıyorum. | Open Subtitles | لن أصعد لأعلى، سأبقى معك - حقا؟ |
Evet, ama onunla çıkmayacağım. | Open Subtitles | -أجل، ولن أواعدها . |
- Onunla çıkmayacağım. | Open Subtitles | لن أواعدها |
Hayır, bir grup yabancının önüne çıkmayacağım. | Open Subtitles | لا, لن أقف أمام مجموعة من غريبي الأطوار |
Çitleri sökmeyeceğiz ve adım gibi eminim, annen ile çıkmayacağım. | Open Subtitles | نحن لن نهدم السياج وأنا متأكد أنني لن أواعد أمك |
Bu karışıklığı, bu düğümü çözüp annenin, babanın ve çocuğun memnuniyetini sağlayabilirsen eve dönüş yolun boyunca karşına çıkmayacağım. | Open Subtitles | لو إستطعت حل هذا التشابك، هذه العقدة لإرضاء الأم والأب والابن، سأبتعد عن طريقك في بقية رحلتك للمنزل |