Muhtemelen bir çıngıraklı yılan olduğunu anlamadan öğlen yemeği niyetine kapmıştı. | Open Subtitles | ربما ليصطاد غداءه، بعد ان ادرك أنها كانت أفعى مجلجلة |
- Kaç tanesi çıngıraklı yılan besliyor? | Open Subtitles | كم منهم يبقي أفعى مجلجلة كحيوان اليف ؟ |
çıngıraklı yılan eti, sıçan kebabı ve Refried Whiskey albümü. | Open Subtitles | لحم الأفعى المجلجلة ، والكباب . اللئيم ، والويسكي المقلي |
Kafama gelen kazma, çıngıraklı yılan ısırığı ve testis şeyi dışında bir şey olmadı. | Open Subtitles | فأس في رأسي، وعضة الأفعى المجلجلة ومسألة الخصوة |
Bir çıngıraklı yılan avı varmış, bunu haber yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | سيقيمون مهرجان لصيد الثعابين وأريدك أن تغطى هذا الحدث |
Onu çıngıraklı yılan gibi gösteriyor, ama sen biri bin gibi görebilirsin. | Open Subtitles | يجعله يبدو وكأنه ثعبان سام لكن يمكنك أن ترى ألف مثل هذا الواحد |
Ne olursa olsun, bir çıngıraklı yılan seni ısırırsa sakın koşma. | Open Subtitles | انظري مهما حدث، لا تركضي اذا لدغتك افعى. |
Şu yakışıklı çıngıraklı yılan kolunu ısırıyor. | Open Subtitles | تلك أفعى مجلجلة ممتازة على ذراعك |
Yuvalarının hemen yanında bir çıngıraklı yılan var. | Open Subtitles | أفعى مجلجلة مختبئة بجانب جحرهم مباشرة |
çıngıraklı yılan ziyaretçiyi mi soktu? | Open Subtitles | أفعى مجلجلة هاجمت ضيفاً؟ |
Kışın ortasında, soğuktan donmuş bir çıngıraklı yılan görmüş. | Open Subtitles | فترى أفعى مجلجلة على الثلج |
Sonra da, çıngıraklı yılan gibi üzerine saldırırdı. | Open Subtitles | و ثم هي التفتت عليك مثل الأفعى المجلجلة |
çıngıraklı yılan en çok ne zaman tehlikelidir, bilir misin Domingo? | Open Subtitles | أتدري متى تكون الأفعى المجلجلة أكثر خطورة يا"دومينغو"؟ |
Bir çıngıraklı yılan avı. Ne harikulade, değil mi? | Open Subtitles | صيد الثعابين ثم إعدادهم كوجبات حسناً ، ومزجهم بالزنجبيل ؟ |
Senin bu çıngıraklı yılan fobini Freud nasıl yorumlardı biliyor musun, anne? | Open Subtitles | أتعرفين يا أمى كيف فسر سيجموند فرويد إستحواذ هاجس الثعابين ذات الأجراس على كل تفكيرك؟ |
Ben çocukken, okulda çıngıraklı yılan nasıl sağılır onu öğrenmiştik ve hiç kimse bir halt imzalamak zorunda kalmamıştı. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا تعلمنا كيف نحلب الثعابين في المدرسة ولا احد عليه ان يوقع هذا الهراء |
Size söyledim, çıngıraklı yılan öldürmenin en iyi yoludur. | Open Subtitles | قلت لك، هذا أفضل وسيلة لقتل ثعبان سام |
Bu şey çıngıraklı yılan gibi birden dönmeye başlar. | Open Subtitles | هذا الشيئ سينقض على كل ما حوله كا افعى تنقض على فريسة |
çıngıraklı yılan soktu beni. | Open Subtitles | لقد عضضّت من قبل أفعى جرسية |
çıngıraklı yılan insanın ruhunu çok hasta edebilir. | Open Subtitles | نعم بالتأكيد, الأفعى الجرسية يمكن أن تجعل روحك مريضة جدا |
çıngıraklı yılan! Beni soktu Öleceğim! | Open Subtitles | لدغتني أفعى جرسية ساموت |