Fakat artık uygulama çağındayız, burada önemli olan işi yapmak, ürün kalitesi, hız ve veri. | TED | ولكننا الآن في عصر التنفيذ، حيث مايهم حقاً هو الأداء وجودة المنتج والسرعة والبيانات. |
Bu gerçeklik mümkün, çünkü kişisel DNA teknolojisi çağındayız. | TED | هذا الواقع ممكن لأننا اليوم نعيش في عصر تقنية الحمض النووي الشخصيّ. |
Bu görselin çağındayız, paylaşılıyor, viral oluyor ama aynı zamanda bir hedef hâline geliyor. | TED | إن هذا عصر الصورة، يسهل مشاركتها، وتنتشر على نطاق واسع، ولكن هذا يجعلها أيضًا هدفًا أساسيًا. |
Sadece üstten bir göz gezdirdim. - Biz gerçektende EDİ çağındayız. | Open Subtitles | بالكاد قرأت عن السطح, نحن حقاً في حقبة ـ إدي ـ |
-Tam de EDI çağındayız galiba. -EDI | Open Subtitles | بالكاد قرأت عن السطح, نحن حقاً في حقبة ـ إدي ـ |
Bilgisayar çağındayız. İnekler moda. | Open Subtitles | لست خجلانة من ذلك إنه عصر الحاسوب ، البراعة |
Bilgi çağındayız ve bir iş adamı onun sayesinde yaşıyor ve bazen ölüyor. | Open Subtitles | إنه عصر المعلومات ورجل الاعمال يعيش وأحياناً يموت حتى, حسب قيمته |
Artık sanal muayene çağındayız -- Skype benzeri bir sistem kullanarak sanal muayene yapan American Well'den | TED | نحن الآن في عصر العيادة الافتراضية-- ابتداء ا من زيارة الطبيب عبر شبكة سكايب التي يمكنك القيام بها مع "أميريكان ويل" |
Artık aynı zamanda ölçümleme çağındayız da. | TED | نحن أيضا ،اليوم، في عصر الإنسان الكمي. |
Artık Super PAC (siyasi eylem komitesi) çağındayız. | TED | نحن في عصر لجنة العمل السياسي الخارقة. |
Elbette, genlerin çağındayız. | TED | وبالطبع فإننا في عصر الجينوم. |
Artık 3B yazım çağındayız, kişiselleştirimiş diş telleri, duyma cihazları, ortopedik cihazlar yapabilirsiniz, beni taradılar ve kot pantolonum bana oturacak şekilde dikildi. | TED | حسناً، نحن الآن في عصر الطباعة ثلاثية الأبعاد، يمكننا أن نطبع أجهزة طبية شخصية، مثل السماعات، وأجهزة تقويم العظام، وقمت ببحث بذلك فحتى الجينز خاصتي قد تم إنتاجه ليتلاءم معي. |
Esasen teknoloji çağındayız. | Open Subtitles | نحن في عصر التكنولوجيا بشكل أساسي |
Sanırım, ileriye dönük olarak salgınlar çağındayız, böyle davranmalıyız. Tek Sağlık uygulamasını yapmalıyız. Hayvanlar ve çevre ile aynı dünyada yaşadığımızı anlamalıyız ve bir tür özel tür olduğumuz bu kurgudan kurtulmalıyız. | TED | وأنا خائف، بالتطلع إلى الأمام، نحن في عصر الجوائح، يجب أن نتصرف وفق ذلك، نحتاج للتدرب كصحة واحدة، نحتاج لنفهم أننا نعيش في نفس العالم حيوانات والبيئة ونحن، ونتخلص من هذا الخيال بأننا أحد الأنواع الخاصة. |
Bilgi çağındayız. | Open Subtitles | هذا هو عصر وسائل الإعلام |
Wi-Fi çağındayız Jackie. | Open Subtitles | نحن في عصر الواي فاي |
Artık genç neslin çağındayız. | Open Subtitles | وهذا عصر الشباب |
Mucizelerin çağındayız doktor. | Open Subtitles | إنه عصر المعجزات يا دكتور |
Şu anda doğa çağındayız ya da biyoloji çağında... | TED | إننا في حقبة من الزمن هي حقبة البيئة أو علم الحياة أو تقنية المعلومات - |
Zaman değişti, artık Mayweather çağındayız. | Open Subtitles | rlm; تغير الزمن. إنها حقبة "مايويذر" الآن. |
Ya da bilgi çağında -- Pekala, şu anda "pek çok şeyin" çağındayız. Fakat kesin olan bir şey var: bu, değişimin çağıdır. Şu anda, şimdiye kadarki bütün insanlık tarihinde gerçekleşmiş olan değişimden bile çok değişim olmaktadır. | TED | حسناً، إنها حقبة مكوناتها أشياء كثيرة متغايرة حقبة نحن نعيش فيها في أيامنا هذه بالذات. لكن الشيء الوحيد المؤكد فيها: هو أنها حقبة من حقبات التغير. و إن المزيد من التغير في طور الحصول و هو يفوق أي تغير حصل في أية حقبة سبقت من حقبات تاريخ الإنسان على وجه الأرض. |