Şu telgrafı gönder, Mary. Seni daha sonra çağırırım. | Open Subtitles | ارسلى هذه البرقية يا مارى سأتصل بك لاحقا |
Bütün kedileri ızgara yapabilirsin ama beni buradan çıkarmazsan sen daha ağzını açamadan polisleri çağırırım. | Open Subtitles | عذب القطط كما تشاء لكنك اذا لم تخرجنى من هنا فى خلال خمسون ثانية سأتصل بالشرطة قبل ان تقول كلمة واحدة بعد ذلك |
Sabah hemen muhasebecimi çağırırım. | Open Subtitles | أول ماسأفعله عند الصباح أنني سأتصل بمحاسبي |
Bak delikanlı ya dışarı yaylanırsın, ya da polisi çağırırım. | Open Subtitles | أسمع يا صغيرى إما ان تذهبوا فى نزهة للخارج أو سأطلب الشرطة |
Çık buradan. Yoksa polisi ya da Gestapo'yu çağırırım. | Open Subtitles | أخرج من هنا فوراً وإلا سأستدعي الشرطة أو حتى الغستابو |
Tanrı aşkına ne hakkında konuşuyorlar?" Biriyle borsayı tartışmak istersem brokırımı çağırırım. | Open Subtitles | ما الذي يفضلة الناس في كل أنحاء العالم؟ لو كنت أريد مناقشة سعر 500 دولار أو أسترليني سأتصل بالسمسار الخاص بي |
Hayır, ya maça giderim ya beni geri bırakırsın ya da aşağılık pezevengimi çağırırım. | Open Subtitles | لا، سأذهب للمباراة أو ستعيدني من حيث أتيت أو سأتصل بقوّادي، مارأيك بذلك؟ |
-Bilmem. Galiba dünkü fırtınada uydu anteni yerinden oynadı. Pazartesi bir adam çağırırım. | Open Subtitles | لقد حركت العاصفة بالأمس طبق الاستقبال سأتصل بالمختص يوم الأثنين |
Bugün 800 dolar yatır yoksa gerçek polisleri çağırırım. | Open Subtitles | قم بإيداع مبلغ 800 دولاراً اليوم وإلا سأتصل بالشرطة الحقيقية |
Mel, bir daha olursa polis çağırırım. | Open Subtitles | انت انسان مريض اذا حدث مجدداً ميل , سأتصل بالشرطة |
Okulu terk etmen için 30 saniyen var aksi halde görevliyi çağırırım. | Open Subtitles | في الحقيقة أمامك أقل من 30 ثانية للخروج من حرم المدرسة وإلا سأتصل بضابط أعرفه معرفة وثيقة |
Yok gelmem dersen, yetkilileri çağırırım. | Open Subtitles | لتفهمني هذه الأوراق و إذا لم تتمكن ساعتها سأتصل بالسلطات |
Arabayı garaja götüreceklerse, taksi çağırırım. | Open Subtitles | لو احتاجوا اخذها لجراج، سأطلب سيارة اجرة |
- Pekala onu çağırırım ama yatağına yatman şartıyla. | Open Subtitles | حسناً، سأطلب منه ولكن في حالة إن ذهبت للفراش |
Eğer yukarı çıkmaya çalışırsan, hemen polisi çağırırım. Yemin ederim. | Open Subtitles | إذا حاولت صعود السلم سأستدعي الشرطة، أقسم لك |
Eğer durmazsan annemi çağırırım, o da seni kovar. | Open Subtitles | إسمع .. إذا لم تتوقف سأنادي أمي لتركلك إلى الخارج |
Ya burayı boşaltırsın ya da polis çağırırım. Seçim senin. | Open Subtitles | أخلي المكان أو أستدعي الشرطة، إنه إختيارك |
O zaman vakti geldiğinde seni çağırırım. | Open Subtitles | ثم سأدعو عليكم عندما يحين الوقت المناسب. |
- Yardım gerekirse çağırırım dedim ya. | Open Subtitles | لقد قلت لك أنني سأناديك إذا احتجت لك حسناً ، لقد طرأ شيء |
İhtiyacım olunca çağırırım. | Open Subtitles | . يمكنكِ أن تذهبى . سأستدعيكِ عندما أحتاجكِ |
- Amelia, in yoksa polis çağırırım. | Open Subtitles | اميليا . أخرجي من المصعد أو سأبلغ الشرطة عنكِ وماذا ستخبرهم؟ |
Ya buradan gidin ya da güvenliği çağırırım. | Open Subtitles | اما أن تخرج من هنا أو سأستدعى رجال الأمن |
Evde bazen yardıma ihtiyacım olacak ama annemi çağırırım. | Open Subtitles | و أنا سوف أتصل بأمي كما تعلمين ، أعتقد بأنها سوف تأتي للبقاء هنا لمدة ليلتان في الإسبوع |
Konuş yoksa polis çağırırım. | Open Subtitles | تكلم و إلا فسأستدعي الشرطة |
Çayır güvenli ise seni çağırırım. | Open Subtitles | وَ سأدعوك عندما أجد المرج آمناً. |
Buralarda dolaşırsan, polis çağırırım! | Open Subtitles | لا تات هنا مجددا والا ساستدعى الشرطة. |
Lanet olası telefonu kapat, yoksa polisi çağırırım! | Open Subtitles | إنزل الهاتف، أَو سأَدعو الشرطة |