"çağırdığını" - Translation from Turkish to Arabic

    • ينادي
        
    • يناديني
        
    • طلبتني
        
    • استدعائك
        
    • دعوتني
        
    • قام بدعو
        
    • طلبت حضوري
        
    • أحضرتني
        
    • الله يدعوني
        
    Mesihinizin seni çağırdığını duyabiliyorum. Open Subtitles أظن أنه يمكنني سماع مخلصك و هو ينادي عليك
    Dün gece, elektrik kesintisinden sonra karanlığın içinden kardeşimin çağırdığını duydum. Open Subtitles ليلة الأمس بعد ان حل الظلام سمعت أخي يناديني من العتمة
    Ben dışarıda bekleyeceğim. Beni çağırdığını hatırlıyor musun? Open Subtitles لذا سأنتظر بالخارج هل تتذكر أنك طلبتني لأعالجك؟
    Siderov'un nükleer silahlarını aramak için Washington'un seni geri çağırdığını sanıyordum. Open Subtitles لقد اعتقدت أنه تم استدعائك الى واشنطن لتقود البحث عن أسلحه سيدروف النوويه
    Beni buraya yüksek oktanlı seks yapmak için çağırdığını sandım. Open Subtitles لقد ظننت أنك دعوتني من أجل الجنس الأوكتياني العالي
    Vince'in seni bulmak için çalışan adamlarını, ...çağırdığını duydum. Open Subtitles لقد عرفت أن ( فينيس ) قام بدعو كل رفاقه في الجيش ليحاول فهم حقيقة من تكون
    Ne kadar teşvik edici olsa da, beni hala neden çağırdığını anlamış değilim, Michael. Open Subtitles على قدر ما يحيط هذا الأمر من اثارة, لازلت لا أدري لم طلبت حضوري يا مايكل
    Beni buraya, meyve fırlattığın en son görüşmemizin bir özrü olarak çağırdığını sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت أنك أحضرتني هنا لتعتذر لي عن رميك للفواكه عليّ في المرة الماضية
    İlginç olan, beni çağırdığını duyduğumu sandım. Open Subtitles المضحك أني ظننت أنه ينادي علي..
    Beni çağırdığını duyuyorum tıpkı çocukluğumuzdaki gibi. Open Subtitles أسمعه ينادي بأسمي... مثل ما كنا صغار.
    Daha önce sokakta hiçbirinin Tommy'i Ghost diye çağırdığını duydun mu? Open Subtitles هل سمعت يوماً أحداً في الشارع ينادي (تومي) بأسم (جوست)؟
    Yukarıda uçarken birinin beni yere inmem için çağırdığını duydum. Open Subtitles كنا نطير , و سمعت شيئاً يناديني و يطلب من الهبوط
    Son zamanlarda daha önce hiç olmadığı şekilde tüm dünyanın beni çağırdığını hissediyorum. Open Subtitles تعلم، مؤخراً بدا العالم بأكمله يناديني بطريقة لم يفعلها من قبل ...
    Kimi zaman yalnızca dışarıdaki dünyanın beni çağırdığını hissediyorum. Open Subtitles إنني أشعر أحياناً فقط كما لو أنّ العالم بالخارج يناديني...
    Ben dışarıda bekleyeceğim. Beni çağırdığını hatırlıyor musun? Open Subtitles لذا سأنتظر بالخارج هل تتذكر أنك طلبتني لأعالجك؟
    Ama beni niye çağırdığını bilmiyorum. Open Subtitles بالطبع توم لكن لا اعرف لم طلبتني
    Beni buraya daha önemli bir konu için çağırdığını sanmıştım. Open Subtitles ظننت انك طلبتني لمناقشة شيء اهم
    Ama hayran bakışlarımı görmek için beni çağırdığını sanmıyorum. Open Subtitles برغم أنني لا أتصور أن نظرة إعجابي سبب استدعائك لي
    Ama bu, bizi buraya neden çağırdığını açıklamaz. Open Subtitles لم توضح لنا ما سبب استدعائك لنا هنا.
    Beni neden çağırdığını söyler misin? Open Subtitles ألا تريد أن تخبرني لماذا حقا دعوتني إلى هنا؟
    Kahvaltıya çağırdığını sanmıştım. Open Subtitles كنت أعتقد أنك دعوتني للخبز المُحمص
    Vince'in seni bulmak için çalışan adamlarını, ...çağırdığını duydum. Open Subtitles لقد عرفت أن ( فينيس ) قام بدعو كل رفاقه في الجيش ليحاول فهم حقيقة من تكون
    - Claire beni buraya çağırdığını biliyor mu? Open Subtitles أتعلم (كلير) أنك طلبت حضوري إلى هنا؟ كلا
    Beni neden buraya tekrardan çağırdığını açıklamak ister misin? Open Subtitles إذاً هل تريد أن تشرح لماذا أحضرتني إلى هنا ثانية؟
    Şimdi beni bunun için çağırdığını hissediyorum. Open Subtitles و أنا أشعر أن الله يدعوني الآن من أجل تلك المهمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more