| Asıl şok edici olan ise, Amerikalı bir eyalet valisinin milli muhafız bürosunu çağırmakla tehdit etmesi. | Open Subtitles | الذي يثير الصدمة هو أن محافظًا أميركيًا يهدد باستدعاء الحرس الوطني. |
| O da durmayacağını söyleyince, polis çağırmakla tehdit ettim. | Open Subtitles | وقال أنه لن يتوقف فهدّدت باستدعاء الشرطة |
| Hayır. Beni kovup, güvenliği çağırmakla tehdit etti ama ona çaktırmadan yan kapıların birinden sıvışıverdim. | Open Subtitles | لا، لقد طردني وهدد باستدعاء الأمن |
| Zararı derhâl karşılanmadığı takdirde Madam Elise jandarmaları çağırmakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | مدام إليز هددت باستدعاء الدرك |