"çakışma" - Translation from Turkish to Arabic

• تداخل
• تعارض
• المغالطة

Gizli Servis'ten kontrol edin. Bir çakışma istemiyorum.
استشيروا جهاز الامن انا لا اريد اى تداخل

Ve onlar bu tarafta bulunuyor. Afrika ile OECD arasında bayağı çakışma var.
نادي الأمم المتحدة وهم موجودون هنا في هذا الجانب. هناك تداخل واضح بين إفريقيا ومنظمة التعاون والتنمية في الميدان الاقتصادي

Bu duygusal bir çakışma ve sen bu çakışmayı çözene kadar fiziksel olarak tıkalı olacaksın.
و أنت تعاني من تعارض في المشاعر و إلى أن تقوم بحل هذا النزاع سوف تعاني من الإمساك

Ajandasında bir çakışma olmuş, falan filan.
تعارض ما فى جدول مواعيدها، هراء، هراء، هراء.

çakışma yanılgısı sadece varsayımsal durumlarda meydana gelen bir sorun değil.
المغالطة بالتزامن ليست فقط مشكلة في المواقف الإفتراضية.

Belki bir çakışma vardır. Ülkenin her yerindeler.
فلننظر لأخر مكان معروف ربما يوجد تداخل

Orada bir çakışma var mı?
هل من تداخل هنا؟

Kapalı devrede bir çakışma var gibi.
-ويبدو أن هناك تداخل في الكاميرات

Herhangi bir çakışma göremiyorum.
لا ارى أي تداخل,

Fiilen bir çakışma yok.
لا يوجد تقريباً أي تداخل

Çünkü benim için büyük bir çakışma.
لأنه تعارض كبير معي

- çakışma.
- تعارض ،

Komplo teorileri ve yanlış haberler güvenilir görünmek için genelde çakışma yanılgısının bir türüne dayanırlar- saçma bir hikâyeye yankılanacak detaylar ne kadar çok eklenirse o kadar daha çok olası görünmeye başlar.
نظريات التآمر وقصص الأنباء الخاطئة غالبًا تعتمد على نسخة من المغالطة بالتزامن لتبدو معقولة- كلما ازداد وضع التفاصيل المتوافقة في القصة الغريبة، أصبحت معقولة أكثر.