Ve bu çakıl taşları ve bitki çökeltileri arasında ve buzla kaplı ve buzla kaplı olmayan sular arasında yaklaşık 35 değişim bulduk. | TED | ورأينا حوالي 35 من التناوبات بين المياه المفتوحة و المياه المغطاة بالجليد، بين الحصى وتلك الرواسب النباتية. |
Darbelerin hiçbiri çakıl taşları üzerindeki kan miktarını açıklamıyor. | Open Subtitles | ولا أثر لضربه تُفسر كمية الدم التي تُغطي الحصى |
çökeltiler arasında bu değişimleri gördük. Burda irili ufaklı çakıl taşları ve bir parça kum var. | TED | لقد رأينا هذه التناوبات بين الرواسب التي تبدو مثل هذا -- هناك الحصى موجودة وكمية من الرمل. |
Onun için biz şeridi boyadık tutkallı çakıl taşları sürdük ki şerit şu üçgen ile birleşsin. Ve şu Grand Avenue'deki esnaflar için yeni bir kamu alanı oluşturuldu ve onların işleri için şahane olmuş Grand Avenue boyunca. | TED | لذا ما قمنا به هو رسم على الشارع لقد وضعنا الايبوكسي لربط الحصى وربطنا المثلث الى الواجهة الامامية لمتجر " غراند أفينو" منشئين بذلك مساحة عامّة كبيرة وهذا شيء عظيم لتجارة "غراند أفينو" |
çakıl taşları üzerinde uzanırken Kurt Bessette'in kafasını tekmeledin. | Open Subtitles | كيرت بيسيت)في الرأس) بينما كان مُستلقياً على الحصى |
Her yere çakıl taşları saçılmıştı. | Open Subtitles | الحصى تتطاير في كل مكان |
- çakıl taşları. - Çakıl taşlarını ne yapacaksın? | Open Subtitles | الحصى لماذا ؟ |