Çalışmaların sayesinde şunu diyebilirim, ki hakimde benimle aynı görüşte, bu kasaba yarına dek güvende olacaktır. | Open Subtitles | بناءً على أعمالك العظيمه هنا يمكننى القول وسيؤكد القاضى على كلامى هذه البلدة ستكون آمنه حتى الغد |
Senin Çalışmaların derinlemesine incelendiği için, seni temsil etmekten alıkonulduk. | Open Subtitles | هذا التحقيق في أعمالك فنحن ممنوعون من تمثيلك قانونيًا |
ve tüm bu Çalışmaların ortalaması, yaklaşık 5 bin birey anlamına geliyordu. Ama bu sayıyı inandırıcı bulmuyorum. | TED | لكن المتوسط في كل هذه الدراسات هو حوالي 5000 وهو ما لا أصدقه شخصياً |
Çalışmaların hiçbirinde bu insanların daha fazla içki ya da sigara içmek veya az çalışmak için para harcamadıkları görüldü. | TED | لم تجد هذه الدراسات أيا من الناس ممن أنفقوا أموالهم في الشرب أو التدخين أو أن الناس قد اشتغلوا بشكل أقل. |
Bu, bir tedavi yöntemi için yapılan tüm Çalışmaların işaretlendiği bir grafik. | TED | هذا الرسم البياني لكل التجارب التي تمت على علاج معين. |
Tıbbi Çalışmaların için yardımı dokunacaksa temin edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني محاماة دراساتك الطبية ان احببت |
Hastalarına umut vaat ediyorsun ama Çalışmaların konusunda sabırsızsın. | Open Subtitles | تظهرين التفاؤل مع مرضاك لكن غير صبورة في دراستك |
Bu dönemki Çalışmaların olağanüstüydü. | Open Subtitles | حسناً, عملكِ هذا الفصل الدراسي حتى الآن كان إستثنائياً. |
Yaptığın Çalışmaların sonucunu göremeyecek olman çok yazık doktor. | Open Subtitles | من العار أنّك لن ترى ما ستُحدثه أعمالك أيّها الطبيب. |
Çalışmaların devrim yaratacak türden. Bizim çalışmalarımızdan etkilenmiş. | Open Subtitles | أعمالك ثورية نحن نستلهم العمل منها |
Çalışmaların, insanın her şeye kadir olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أعمالك تبرهن أن الإنسان قادر على أي شيء |
Çalışmaların, insanın her şeye kadir olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أعمالك تبرهن أن الإنسان قادر على أي شيء |
Sorun, epidemiyolojik Çalışmaların doğasından kaynaklanır. En özenle yürütülen çalışma bile kusurludur. | TED | المشكلة أنه حتى أفضل الدراسات الوبائية التي أجريت فيها أخطاء متأصلة. |
Bireysel Çalışmaların mutlaka dikkat çekici bir manşete karşılık gelmeyen sonuçları vardır. | TED | تتحصّل الدراسات الفرديّة على نتائج قد لا تتلاءم بالضرورة مع عنوان جالب للانتباه. |
Bilimsel araştırmaların haberlerde yer aldığını görmek heyecan verici ve Çalışmaların bulgularını anlamak önemlidir. | TED | من المثير رؤية البحوث العلمية تتناولها وسائل الإعلام، ومن المهم أن نفهم نتائج الدراسات. |
Daha sonra, bu Çalışmaların kaç tanesinin hakem kurulu olan akademik dergilerde yayınlandığına bakmışlar. | TED | و بعدها ذهبوا للتأكد ما اذا تم نشر هذه التجارب في المنشورات الأكاديمية المنقحة ، و هذا ما تم التوصل له |
Ancak bu Çalışmaların hakem kurulu olan akademik dergilerdeki yayınlanma oranına baktıklarında çok farklı bir tabloyla karşılaşmışlar. | TED | لكن عندما أرادو البحث عن هذه التجارب في المنشورات المنقحة ما وجدوه كان صورة مختلفة تماما. |
Orada her ne yapıyorsan Çalışmaların veya genetik deneylerin... | Open Subtitles | أيًا كان ما تفعله هناك دراساتك و تجاربك الجينية... |
Şimdiyse Winesburg'ta bir yetişkin gibi yaşarken akademik Çalışmaların dışında insanlarla bir arada yaşamayı öğrenmek de senin bir başka vazifen. | Open Subtitles | والأن أنت تعيش في وينسبيرغ مع أناسٍ بالغين بالإضافة إلى تخصصك في دراستك واجبك هو أن تتعلم الأنسجام مع الآخرين |
Dünya Sağlık Örgütü ile Çalışmaların olsun. | Open Subtitles | مع كل عملكِ مع منظمة الصحة العالمية, |
Tüm Çalışmaların için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على عملك الدؤوب |
Bunu ben alayım. Bütün Çalışmaların burada. | Open Subtitles | سأخذ هذه ، كل عملك الشاق موجود هنا |