"çalıştığım şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • ما احاول
        
    • ما أريد
        
    • ما أحاول أن
        
    • ما كنت أحاول
        
    • كل ما أحاول
        
    • ما كنت أعمل
        
    • ما حاولت
        
    • أحاول فقط
        
    • أحاول قوله
        
    • الشيء الذي أعمل
        
    • مقصدي هو
        
    • هو ما أحاول
        
    • ما احول
        
    • ما اقصده هو
        
    • طبيب القلب
        
    Söylemeye çalıştığım şey, Brenda Tanrı'nın lütfu, kendinin dışındakileri de kapsamaktır. Open Subtitles ما احاول قوله يا بريندا تلك نعمة من الله يهبنا اياها
    Söylemeye çalıştığım şey bir erkek arkadaşının olmaması harika birşey. Open Subtitles ما احاول قوله انه من الرائع انكِ لا تملكين حبيب
    Söylemeye çalıştığım şey, her zaman bir konun var. Bu kendinsin. Open Subtitles كل ما أريد قوله هو انكِ وجدتِ موضوعك بالفعل.
    Söylemeye çalıştığım şey iki tür zihniyet vardır. TED وهذا ما أحاول أن أشرحه أنه رأيين لحياتين مختلفتين.
    Uydurmaya çalıştığım şey ise karbonsuz bir ortam veya yiyeceksiz bir çevreydi. TED ما كنت أحاول تحضيره هو وسيط خال من الكربون، أو بيئة خالية من الطعام.
    Söylemeye çalıştığım şey, bunu üzerimden çekemezseniz sizden daha az vaktim var demektir. Open Subtitles كل ما أحاول قوله أنه لو لم تستطيعوا إبعاد هذا الشئ اللعين عنى فالوقت المتاح لدى أقل من المتاح لكم
    Teşekkür ederim, ona anlatmaya çalıştığım şey buydu ama o beni dinlemedi. Open Subtitles شكرا هذا ما احاول ان اخبرها اياه وهي لا تريد ان تصغي
    - Öyleyim. - Size anlatmaya çalıştığım şey de bu. Open Subtitles -نعم انا كذلك , و هذا ما احاول اخبارك به
    Basil'den öğrenmeye çalıştığım şey rengin işimizi ne kadar zorlaştıracağı. Open Subtitles ما احاول ان استوضحه من بازل هو الى اى مدى ستصعب الالوان من مهمتنا
    Artık yaşandı. Yapmaya çalıştığım şey... Open Subtitles ان عام 1990 من الماضى ، وهو قد حصل بالفعل هذا ما احاول
    Dostum benim söylemeye çalıştığım şey; Frank'i geri alacağım. Tabi. Open Subtitles ما احاول قوله هنا هو اني احاول استرجاع فرانك
    Sakın yapma, sana söylemeye çalıştığım şey buydu. Open Subtitles , لا تفعل هذا ما احاول قوله لك لقد عينوا شريكة لي
    Burda yapmaya çalıştığım şey ülke güvenliği için tehlike teşkil etmediğinizi göstermek. Open Subtitles ما أريد عمله هنا هو أن أتثبت من أنك لا تشكل تهديداً على أمن هذا البلد
    Söylemeye çalıştığım şey şu doktorlarımı çok kızdırdım. Open Subtitles .. أعتقد أن ما أريد قوله هو لقد أغضبت أطبائي حقاً
    Fakat söylemeye çalıştığım şey telefon ya da kamera olsun her zaman ortalıkta olmasına gerek yok. TED لكن ما أحاول أن أريكم إياه هو أن الهاتف أو الكاميرا لا يجب أن يبقى بالخارج طوال الوقت.
    Şöylemeye çalıştığım şey; bazı hatalar yaptım. Open Subtitles ما أحاول أن أقوله هنا هو أني ارتكبت أخطاء
    Son beş yıldır benim de anlamaya çalıştığım şey bu. Open Subtitles ذلك ما كنت أحاول معرفته في الخمس سنوات الماضية
    Tek yapmaya çalıştığım şey, hayat kurtarmak, Jordan. Open Subtitles كل ما أحاول فعله هو إنقاذ الأرواح ، جوردون
    Bu benim bütün gün uğrunda çalıştığım şey. Open Subtitles حسناً، هذا ما كنت أعمل من أجله طوال النهار، وطوال الليل
    Burada ortaya kurmaya çalıştığım şey bir taslak, insanların bunun içini doldurmasını umuyorum. TED ما حاولت عرضه هو اطار العمل واتمنى ان يتمكن الناس من شغله
    Anlamaya çalıştığım şey şu insanlara dağıtmadan önce bu tür şeyleri niye silmezsin? Open Subtitles أذاً، أحاول فقط أن أفهم لماذا لم تحذف هذه الأشياء قبل أن تعطيهم إلى الناس.
    Bakın, söylemeye çalıştığım şey 10 Tane Sarcastaball ligimiz olsun, böylece Open Subtitles اسمعوا، ما أحاول قوله يجب أن نحصل على العشرات من دوريات
    Üzerinde çalıştığım şey bir konsept albümü. Open Subtitles الشيء الذي أعمل عليه الآن يجب أن تستمع إليه تماماً، أنه مفهوم الألبوم.
    Pekala, aslında söylemeye çalıştığım şey, bir dahakine sifonu çeker misin demekti. Open Subtitles حسناً، مقصدي هو أنه في المرة المقبلة عليكِ أن تجعلي الماء يتدفق في المرحاض
    Bakın, kulağınızı iyi açın, size söylemeye çalıştığım şey şu: Open Subtitles هذا هو ما أحاول أن أخبرك به إن كنت تود سماعي
    Esas olarak Bay Han, söylemeye çalıştığım şey... iyi bir temelim var. Open Subtitles اذا بشكل اساسي سيد هان ما احول ان اقوله هو
    Öyle olabilir; fakat benim söylemeye çalıştığım şey, bir süre önce çok zayıf bir anımda aptalca bir şey yaptım. Open Subtitles ربما سيكون هذا صحيح,ما اقصده هو .... منذ فتره وفى لحظه من الضعف...
    Burada demeye çalıştığım şey, bir kardiyolog kan sayesinde kalp krizinin geleceğini görebilir. Open Subtitles المقصد أن طبيب القلب يمكنه توقع الأزمة مع الفحوصات في الدم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more