"çalıntı bir" - Translation from Turkish to Arabic

• مسروقة
• عن سرقة
• مسروق
• مسروقه

Mulder, çalıntı bir kimliği kullanarak Gelişmiş Araştırma Projeleri Tesisi'ne girdi.
باستعمال هوية مسروقة, مولدر كان قادراً على الدخول لوحدة الأبحاث المتقدمة.

Bu çalıntı bir maldır. Ben resmi bir polis memuruyum. Şöyle söyliyeyim...
انها مممتلكات مسروقة, وانا ضابط شرطة سابق, وهذا كل ما فى الامر

çalıntı bir mal bulmadığımız sürece korsanlarla iş yapmadığını bilip kendi yolumuza gideceğiz.
طالما لم نجد أيّ بضاعة مسروقة مَن قبل القراصنة، حينها سنذهب في سبيلنا

Birisi çalıntı bir araç bildirene kadar her şey yolundadır.
كل شيء كان يسير على ما يرام ، حتى ابلغت احداهن عن سرقة سيارة

çalıntı bir stop lambası bile bulurlarsa şartlı tahliyen yanar.
وإذا وجدوا أيّ مصباح خلفي مسروق فقد إنتهكتَ شروط خروجك

Bütün polis birimlerinin dikkatine, suikast şüphelisi çalıntı bir FBI aracıyla kaçıyor.
ليستعد كل رجال شرطه فيلاديفيا المشتبه في سياره مسروقه تابعه للمباحث الفيدراليه

çalıntı bir kan nakliye aracı Sherman Oaks Hastanesi'nden Addison'un batısına doğru ilerliyor.
لدينا شاحنة دم مسروقة متجهة غرباً على طريق أديسون من مستشفى شيرمان أوكس

10 dakika önce çalıntı bir araba merkez tünelden geçerken kart okuttu.
قبل عشر دقائق، سيارة مسروقة استخدمت العبور الالكتروني في نفق منتصف المدينة

Sizi birkaç farklı suçtan yakaladım, çalıntı bir araca sahip olma, alıkonmaya karşı gelme, ve çalıntı bir ağaca sahip olma.
لقد أوقفتك لإرتكابك عدة مخالفات منها حيازة سيارة مسروقة ومقاومة الاعتقال

Ben de tam bunu düşünüyordum! çalıntı bir araba ihbarı yapacağım!
كدت أفعل ذلك بنفسي أخبرهم عن سيارة مسروقة

Sanırım dediğine göre çalıntı bir arabayı arıyorlarmış.
أظنه قال لأنه أراد البحث عن سيارة مسروقة.

çalıntı bir kredi kartı.
لدي بطاقة إئتمان مسروقة أجريت مكالمات هاتفية بواسطتها

Bir gün bir arkadaşı çalıntı bir motosikletle gelir.
ذات يوم أحد الأصدقاء أتى بدراجة نارية مسروقة

çalıntı bir arabayla karayolunda uçuyordunuz.
تقودان سيارة مسروقة بسرعة كبيرة على الطريق السريع 15

Eğer çalıntı bir silah bulurlarsa bu harika olur.
إذا وجدوا شيئا جيدا إذا وجدوا أسلحة مسروقة, عظيم

Burada çalıntı bir araç bildirilmiş. Hemen polis merkezinin dışında.
حسناً ، لدينا تقرير عن سرقة سيارة هنا

çalıntı bir araç bildirmek istiyorum.
أودّ الإبلاغ عن سرقة سيارة

Adrian Conrad kendisine çalıntı bir ortakyaşam naklettiren biri, kendi ölümcül hastalığını tedavi edebilmek için.
ادريان كونراد هو من زرع لنفسه متكافل مسروق ليعالج نفسه من مرض مميت

çalıntı bir mal rehine verildi mi diye biri öğrenmek isterse, kartoteği var mı bakarız.
إن أراد أحد التحري عن غرض مسروق تم رهنه نبحث عن بطاقة تصنيف لدينا

Ve üzeri yeşil yıldızlı, pembe, çalıntı bir araçla etrafta dolaştım.
واتجول فى سياره مسروقه ورديه اللون وبها نجوم خضراء

Silah dolu çalıntı bir kamyonla ilgili ufak bir mesele.
هل هناك مشكله.سيد كايتون قضيه بشأن شاحنه مسروقه