"çamurun içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الوحل
        
    • في الطين
        
    • بقوة داخل
        
    • في الطينِ
        
    • في القذارة
        
    Ben çamurun içinde yuvarlanırken beni birilerinin seyretmesine ihtiyacım yok. Open Subtitles لا أريد رجلاً ليقف و يشاهد الصراع و أنا أتمرغ في الوحل
    Ver! Bana bakın. Bu benim büyük zaferim olmak zorunda ama ben çamurun içinde kazlarla kavga ediyorum. Open Subtitles أعطيني، انظري إليّ، من المفترض أن يكون هذا انتصاري الكبير وأنا أقف في الوحل أتعارك مع الأوز
    Avlanan, gagalayan ya da çamurun içinde dolaşan her türlü çiftlik hayvanının önünde soyunmuşluğum var. Open Subtitles لقد سلبت أمام كلب مخلوق في الفناء يطارد أو ينقر في الطين
    Cesedini 9. bölgede çamurun içinde bulduk. Open Subtitles لقد وجدنا هذا في الحي التاسع صامد في الطين
    Bu kızıl çeltik kargaları besleyici çamurun içinde zengin besin kaynağı bulabilen hayvanlar arasındadır. Open Subtitles هذه آباء المنجلِ القرمزي المبهر بين الحيواناتِ التي تَجِدُ تجهيز غني مِنْ الغذاءِ في الطينِ المغذّيِ.
    Yerde çamurun içinde öylece kıvranırken sonra botlarımla onun üzerinde tepineceğim. Open Subtitles و بينما هو يتلوى هنا و هناك على الأرض في القذارة
    Eğer doksan ikide orada idiysen sana çamurun içinde şınav çektiren tüm pezoları tanıyorum demektir. Open Subtitles 'حسناً، اذا تدربت هنالك في 92. كنت أعرف كل شخص أجبرك على ممارسة الضغط في الوحل.
    Bütün numaralarını çamurun içinde icra ederdi. Open Subtitles مؤدية كل حيلها وهي واقفة في الوحل وتبكي وتبكي
    Bu halinle çamurun içinde sürünüyorsun sanıyordum. Open Subtitles ظننتُ أنك تغوصُ في الوحل عمياناً في مكان ما
    Kalıntıların altındaki çamurun içinde çok fazla sayıda ölü tatlısu(peri) karidesi buldum. Open Subtitles وجدت عددا كبيرا جدا من (ربيان الجن) الميتة في الوحل تحت البقايا
    çamurun içinde olmaktan rahatsız olmamakla kalmazdın. Open Subtitles أنتلمتكن.. مرتاحاً فقط بوجود في الوحل
    çamurun içinde battıkça batıyoruz ve orospu çocukları bir kez daha tepemizde. Open Subtitles ‫نحن نغرق عميقاً في الوحل ‫والحمقى وراء الأمر مجدداً!
    Beni yaralı halde çamurun içinde bıraktı. Open Subtitles كنت مصاباً وتركني في الطين تركني هناك لأموت
    Belli bir amacımız olmadan saatlerce çamurun içinde ilerlerdik. Open Subtitles ساعات من التحرّك ببطء في الطين دون أدنى غاية مدركة
    çamurun içinde yatar, ayağa kalkmaya çalışırlar. Open Subtitles وهو مستلقي هناك في الطين يحاول ان ينهض.
    Dostlar, hepimiz çamurun içinde yaşıyoruz. Bokun içinde! Open Subtitles ‫يا رفاق، كلنا نعيش في الطين ‫في القذارة!
    Balık dahi çamurun içinde bulunan ve diyatom adı verilen minik bitkilerle beslenirler. Open Subtitles حتى غذاء السمكِ في الطينِ على نباتاتِ صغيرة جداً تسمى داياتومز.
    Sopayı bana öyle sert sallattırdı ki çamurun içinde topaç gibi dönüyordum ve oyun dışı kaldım. Open Subtitles لقد قام بالتأرجح بكل قوة لقد كنت اركض في القذارة وقد قمت بذلك وحسب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more