"çantanın içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الحقيبة
        
    • داخل الحقيبة
        
    • بالحقيبة
        
    • بداخل الحقيبة
        
    • في تلك الحقيبة
        
    • في حقيبة
        
    • بالحقيبه
        
    • في الأكياس
        
    • بداخل حقيبة
        
    Sam, planları spor Çantanın içinde mi bıraktın? Open Subtitles كانت في الحقيبة الرياضية والخطط كانت هناك سام.. تركت الخطط في الحقيبة الرياضية
    Bu adamla gerçekten ne gibi bir alakanız var Bay Luthor, ve size verdiği çelik Çantanın içinde ne vardı? Open Subtitles ما هي بالظبط أعمالك مع هذا الرجل , سيد , لوثر ؟ وماذا كان في الحقيبة الفولاذية التي أعطاك اياها ؟
    Sadece turuncu haplardan alman gerekir , Çantanın içinde var . Hayır , iyim . Open Subtitles تناول حبّة برتقالية فحسب إنها في الحقيبة
    Zavallı çocuk Çantanın içinde çok korkmuş olmalı. Open Subtitles الفتى المسكين لابد من أنه كان خائفاً جدا داخل الحقيبة
    Yatağın altından aldığım Çantanın içinde hâlâ. Open Subtitles لديكِ المال؟ لا يزال بالحقيبة القطنيّة التي حصلتُ عليها من تحت الفراش.
    Bir Çantanın içinde olduğunu tahmin edebilmeliler. Open Subtitles يجب أن يعرفوا كيف يخمنون ما بداخل الحقيبة
    O Çantanın içinde bazı kanuni evraklardan başka bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء في تلك الحقيبة سوى حزمة من الوثائق
    Evet, deposu dolu bir bot ve bir Çantanın içinde 100 bin tane midye de istiyoruz. Open Subtitles ذلك صحيح, ونريد قارباً بخزّان وقود مملوء و نريد مئة ألف دولار بعملات ورقية في حقيبة
    Doktor bey, iğneler Çantanın içinde. Open Subtitles أيها الطبيب، لقد حزمتُ لك الحقن في الحقيبة
    Pekala, biletin ve yolculuk planın Çantanın içinde. Open Subtitles حسناً, تذكرتك وخط رحلتك في الحقيبة
    Ama Çantanın içinde ne olduğunu bilemezdi. Open Subtitles ولكنه لم يكون على علم ما في الحقيبة
    Ah, ama çalınan Çantanın içinde para boyası... - ... bulunduğunu biliyorum. Open Subtitles -أنّه إحتفظ بحزمة تتبّع في الحقيبة التي سُرقت
    Çantanın içinde ne olursa olsun, bir yere kaçtıkları yok. Open Subtitles أي كان ما يوجد في الحقيبة لنيذهبإلىأيمكان ،لذا...
    Para için geri döndü, ve eminim ki para da o Çantanın içinde. Open Subtitles كان لأجل المال وأنا واثق أنه في الحقيبة
    Çantanın içinde ne olduğunu görene kadar kimse Albino'ya dokunmuyor. Open Subtitles "لا يقترب أحدٌ من "ألباينو إلى أن نرى ما في الحقيبة
    Bana hemen Çantanın içinde ne olduğunu söyleyeceksin yoksa beynini dağıtırım. Open Subtitles أخبرني ماذا يوجد في الحقيبة وإلا سأفجر دماغك الآن!
    Bak, paketi teslim ettikten sonra paramı ödedikleri sürece Çantanın içinde ne olduğu gerçekten umurumda değil. Open Subtitles اسمع، لطالما أوصلها ويدفعون ليّ المال، فأني لا أهتم بما داخل الحقيبة.
    Çocuklardan birini bir Çantanın içinde evine yollamayı isterse buna engel olacak hiçbir şey yapamayız. Open Subtitles إذا كان يريد إرسال أحد الأولاد بالحقيبة إلى منزله لن نستطيع منعه من ذلك
    O çocuklar geri gelirler ve büyük bir ihtimalle Çantanın içinde ne olduğunu öğrenirsin. Open Subtitles سيعود هؤلاء الفتيان واحتمالات اكتشافك ما بداخل الحقيبة المنسوجة
    Sana söz veriyorum, gelecek sefer Çantanın içinde çorap olmayacak. Open Subtitles يمكنني أن أعدك, في المرة القادمة لن يكون هناك جوارب في تلك الحقيبة.
    Bir yerlerde, kendisini tıklatmamı bekleyen bir Çantanın içinde. Open Subtitles إنها في حقيبة في مكان ما فقط إنتظرني للدخول
    Çantanın içinde ne var? Open Subtitles ماذا يوجد بالحقيبه ؟
    Hadi Çantanın içinde neler varmış bir bakalım. Open Subtitles لنرى ما في الأكياس
    Söz konusu silah, kahverengi deri bir Çantanın içinde. Open Subtitles السلاح المعني، موضوعٌ بداخل حقيبة جلدية وبنية اللون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more