| Önce radyoyu aramayla başladı. Sonra hakkında casusluk yaptı. Şimdi de çantandan çıktı. | Open Subtitles | اولاً المكالمات، ومن ثم التلصص، ومن ثم وضعت يدها في حقيبتك |
| Umarım düşüncelerin, çantandan daha düzenlidir. Pekala. Akşama kadar seni bekleyemeyiz. | Open Subtitles | ارجو ان تكون افكارك منظمة اكثر من حقيبتك |
| Sonra hatırlar ve çantandan poşetleri çıkartıp her şeyi yeniden paket ettirirdin. | Open Subtitles | و من ثم أنتِ تتذكرين و تُخرجين الأكياس من حقيبتك و من ثم تجعليني . أرتب كل شيء مرة أخرى |
| Priya, çantandan 100 rupi aldım, 50-50 bozdurdum koydum. | Open Subtitles | بريا, لقد أخذتُ الفكّة ووضعتُ الخمسين روبية في حقيبتكِ |
| Bana sahte şefkat gösterisinde bulunurken, bu liste çantandan gün ışığına çıkmış. | Open Subtitles | أجل، لقد أخرجَت هذه القائمة نفسها من حقيبتكِ في حين كنتِ مشغولة بتمثيل عاطفتكِ نحوي |
| Evet, işte o. çantandan ayırmadığın tıpkı dediğin gibi. | Open Subtitles | أجل، هذا هو كان موضوعاً في حقيبتكَ |
| Arabamı parketmeden evvel çantandan kokusunu alabiliyordum. | Open Subtitles | استطعت ان اشمها من شنطتك قبل ان أركن السياره |
| çantandan duman çıktığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعرف ان حقيبتك تطلق الدخان؟ |
| çantandan 20$ dolar aldım. Gerçekten mi? | Open Subtitles | لقد أخذت عشرين دولاراً من حقيبتك |
| Kahretsin, sadece çantandan bir üst ver. | Open Subtitles | اللعنة , أعطني قميصاً من حقيبتك |
| çantandan uygun bir Kurnazlık bulman lazım Walter. | Open Subtitles | أنا بحاجة لكم ل حفر حقيبتك من الحيل ، والتر . |
| Ben anahtarları aldım zaten çantandan. | Open Subtitles | لقد اخذت المفاتيح من حقيبتك |
| Bu çantandan düştü. | Open Subtitles | سقط هذا من حقيبتك. |
| Senin çantandan hiçbir şey almadım. | Open Subtitles | لم آخذ شيئاً من حقيبتك |
| Belkide çantandan düşmüştür. | Open Subtitles | لربما وقعن من حقيبتك |
| Şu çantandan düşen şey. | Open Subtitles | الشيء الذي سقط من حقيبتك |
| El ilanı sırt çantandan düşmüş. - Yalancı. | Open Subtitles | المنشور قد وقع من حقيبتك - كاذبة - |
| - Bana çantandan sakız verebilir misin? | Open Subtitles | لقد كنت اتسائل لو يمكننى ان آخذ قطعة علكة من حقيبتكِ |
| Çocukların sana vuracak ve çantandan para çalacak. | Open Subtitles | أطفالك سيضربونكِ ويسرقون من حقيبتكِ |
| Silahını çantandan çıkar ve elime koy. | Open Subtitles | أخرجي المُسدّس من حقيبتكِ وضعيه في يدي. |
| Evet, işte o. çantandan ayırmadığın tıpkı dediğin gibi. | Open Subtitles | أجل، هذا هو كان موضوعاً في حقيبتكَ |
| Hayır, çantandan Xanax almadım! | Open Subtitles | لا لم اخذ زاناكس من شنطتك |