Prezervatiflerin yanında. İlaç çantasının içinde olabilir. | Open Subtitles | بجانب الواقيات الذكرية قد يكونون في حقيبة الأدوية خاصتي |
Peki bunu güvenlik amacıyla mı yatağının altındaki bir spor çantasının içinde tutuyorsun? | Open Subtitles | إذاً فأنت تحتفظ بها من أجله في حقيبة رياضية تحت فراشك؟ |
Fidyeyi gönderdiği asker çantasının içinde istemiş. | Open Subtitles | طلب وضع مال في حقيبة واقيه من المطر. |
Eğer çantasının içinde boru bombası olsaydı çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الاسهل اذا كان لديه قنبلة اونبوب في حقيبته |
Obje çantasının içinde gözün açık olsun. | Open Subtitles | القطعة الأثرية موجودة في حقيبته إذن أبقي عينيكِ عليها |
Bu adam George Pimsleur Hancock Alarm Güvenliği'nde çalışıyor o evrak çantasının içinde de taktıkları tüm alarm sistemlerinin şematiklerinin ve kodlarının bulunduğu bir klasör var. | Open Subtitles | هذا جورج Pimsleur... يعمل في هانكوك الإنذار الأمنية وذلك في حقيبة هو الموثق |
Hepsi sırt çantasının içinde. | Open Subtitles | أن كل شيء في حقيبة الظهر |