Bu çarpışmaların çoğu her gezegenin gelişiminin son safhalarını oluşturuyordu. | Open Subtitles | كان عنيفًا للغاية بحدوث الكثير من هذه التصادمات |
Palazlar bedenini gererek küçük kanatlarını düşüşlerini yavaşlatmak ve kaçınılmaz çarpışmaların etkisini azaltmak için çırpıyor. | Open Subtitles | تبسط الصغار أجسادها وتخفق أجنحتها الصغيرة لتبطّئ هبوطها وتقلّل أثر التصادمات الحتمية |
ve çarpışmaların enerji seviyesi artarken, | Open Subtitles | وبينما تزداد طاقة التصادمات سيتمكن آندي) من النظر إلى مقاييس أصغر وأصغر) |
Öğrencim ve ben, bu hızlı dönen dev çarpışmaların verilerine bakıyorduk. | TED | كنا أنا وتلميذي ننظر إلى البيانات المرتبطة بهذه الاصطدامات العملاقة سريعة الدوران. |
Büyük çarpışmaların çoğu güneş sistemimizin iç kısmında meydana geldi. | Open Subtitles | أغلبية الاصطدامات حدثت في الجزء الداخلي للنظام الشمسي |
Ama veriye ilişkin en heyecan verici şey 1 milyonuncu çarpışma, 2 milyonuncu çarpışma ya da çarpışmaların devamlı geldiği gerçeği ve devamlı olmaları ve daha da fazla çarpışmaya sahip olmamız, daha da fazla şansa sahip olmamız, ilginç fiziğe bakabilmemizi sağladı. | Open Subtitles | ولكن الشيء الأكثر إثارة حول البيانات هو مليون تصادم أو مليوني تصادم أو الحقيقة أن الاصطدامات ظلت تحدث باستمرار |