| Takla mı attın? Hayır, Alpine'de büyük bir ağaca çarptım. | Open Subtitles | إلتفت حول نفسها بجنون أووه, لا, لقد صدمت شجرة عملاقه |
| Üzgünüm, tatlım. Arabanı çarptım. Şimdi gelecek misin? | Open Subtitles | للاسف يا حبيبتي لقد صدمت بها، هلا أتيتي ؟ |
| Bisikletle bir yere çarptım. | Open Subtitles | اصطدمت بالرصيف ووقعت ارتديت النظارة حتى لا تقلقي |
| Onları her bir daldaki ince dalların sayısı ile çarptım ve her ağaç başına düşen dalların sayısıyla ve sonra her yıl içindeki dakikaya böldüm. | TED | ثم ضربت الحاصل في عدد الاغصان لكل فرع ثم في عدد الفروع في كل شجرة ثم قمت بتقسيم الحاصل على عدد الدقائق في السنة. |
| - Birisine çarptım, bir adama. - Çarptığın şu adam, nerede? | Open Subtitles | ــ لقد صدمت شخص, رجل ــ الرجل الذي صدمته, أين هو ؟ |
| Kafamı çarptım artık gücüm kalmadı. | Open Subtitles | حتمًا صدمتُ رأسي، ما عدت أقوى على الصمود. |
| Bir ineğe çarptım. Çarpmışken pirzolasını yaptırayım dedim. | Open Subtitles | لقد صدمت بقرة و ربما يستطيع تقطيعها لشرائح |
| Tanrım! Galiba bir sakata çarptım. | Open Subtitles | بحق المسيح ، أعتقد أني صدمت رجلاً ضعيفاً |
| Kovalamak için kolumu savurdum ama dönme dolabın kenarına çarptım. | Open Subtitles | حاولت إبعاد الطائر لكني صدمت الدولاب الدوار |
| Başım çok ağrıyor. Taksiden inerken kafamı çarptım. | Open Subtitles | عندي صداع , لقد صدمت رأسي عندما كنت أخرج من سيارة الأجرة |
| - Hayır. bir yere çarptım. Karı koca gibisiniz. | Open Subtitles | ـ كلا، لقد اصطدمت بشيء ـ انكما زوجين متشابهين |
| O insanlar, arabanın birine ben çarptım, iyi olacaklar, değil mi? | Open Subtitles | أولئك الناس، الذين اصطدمت بهم سيصبحون بخير، صحيح؟ |
| Direk bir arabaya çarptım. | Open Subtitles | بأنني كنت أقود تجاه الشارع اصطدمت بسيارة .. |
| Kafamı çarptım. Gelmeye devam et. | Open Subtitles | لقد ضربت رأسي و حسب فقط استمري بالقدوم الي |
| Çarptığımda neredeyse kan kaybından ölmüş durumda olsa da, çarptım çocuğa. | Open Subtitles | لقد صدمته، حتى ولو كان دمه يسيل عندما صدمته |
| Aman Tanrım. Birine çarptım, sonra da ona laf attım. | Open Subtitles | يا إلهي, أنا صدمتُ شخص ما, ثم سخرت منه |
| Hiç kimse anne, direğe çarptım. Böyle tepki vereceğini bildiğim için sana söylemedim. | Open Subtitles | لا أحدَ يا أمي ، لقد اصطدمتُ بعمود لم أخبركِ بذلكَ لأنني أعلمُ بأنكِ ستتصرفين بهذه الطريقة |
| Klozet ıslaktı. Kaydım ve başımı küvete çarptım. | Open Subtitles | كان البلاط مبتلاً, إنزلقت و إصطدمت رأسى بالفتحة. |
| Arabayı çarptım, olay yerini düzenledim, ama Robyn'i öldürmedim. | Open Subtitles | لقد حطمت السيارة وهربت من مسرح الحادث ولكنني لم أقتل روبين |
| Kafamı salak sağlık dolabının aynasına çarptım. | Open Subtitles | لقد إصطدمتُ برأسي في مرآة خزانة حفظ الأدوية السخيفة |
| Elektrikli kulelere çarptım ve benim yıldız kartım silindi | Open Subtitles | لقد أصطدمت بأبراج الكهرباء و خرائط النجوم التي لديَّ قد مُحيت |
| Buzulun üzerinde kaydım ve bir ağaca çarptım. | Open Subtitles | وتلقيت ضربات عنيفة من الثلوج حتى إرتطمت بشجرة |
| Aniden önüme çıktı. O yüzden çarptım. | Open Subtitles | لقد كانت أمامى مباشرة لهذا السبب صدمتها |
| - Bebeğe çarptım. | Open Subtitles | أنا فقط ضَربتُ الطفل الرضيعَ! - علب! العلب! |
| Yolda bir tavus kuşuna çarptım ve ölene kadar onu kollarımda tuttum. | Open Subtitles | دهست طـاووسـا بطريقي إلى هنـا و بعدهـا أمسكتـه بين ذراعي حتى مـات |
| Elimi masaya çarptım ve şimdi kafasına göre hareket ediyor. | Open Subtitles | إصطدم مرفقي بالمكتب واُصيب شيء ما والآن يتحرك تلقائياً |