Ve bu çatışmayı sonlandırmanın tek yolunun saltanatına son vermek olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | و أدرك أن الوسيلة الوحيدة لتسوية الصراع هي وضع نهاية لحكم الامبراطور |
Ve o organizasyonun muhtemelen modern çatışmayı anlamak için en bilgili anahtar oyuncu olmasının bir nedeni bu -- çünkü konuşuyorlar. | TED | وهذا احد الاسباب الذي يفسر لماذا تلك المنظمة تقريبا افضل لاعب رئيسي قادر على فهم الصراع الحديث لانهم يتحدثون |
çatışmayı karşılıklı konuşmaya çevirecek yöntemler bulmak hayatımın çalışması. | TED | لذا فإيجاد طريقة لتحويل هذا الصراع الى أرضية حوار هو عمل حياتي. |
Sizi aramaktaki maksadım, bir çatışmayı önleyebilmek için size güncel bilgileri vermek. | Open Subtitles | الغرض من هذه المكالمة هو إبقاؤك في اطّلاع علي مجهوداتنا لتفادي النزاع |
Ve bu zarif fikir, bizim atomaltı seviyedeki belirsiz ve öngörülemez resmimiz ile büyük ölçekli düzgün görünüşlü resmimiz arasındaki çatışmayı çözmektedir. | Open Subtitles | وهذه الفكرة الرائعة تحل النزاع بين تقلُّبنا المُرتعش لصورة الفضاء على المقياس الذرى الفرعى |
Elbette, bir asırlık ekonomik kalkınma ve askeri stratejinin gelişimi bize küresel çatışmayı yönetmenin daha iyi yollarını verecektir. | TED | بالتأكيد، قرن من التنمية الاقتصادية وتطور الاستراتيجية العسكرية سيمدنا بطرق أفضل لإدارة الصراع العالمي. |
Beynin bir kısmının faaliyeti de iç çatışmayı işlemden geçirmek ile ilişkilidir. | TED | وهكذا يعد نشاطًا في منطقة العقل مرتبط بعملية الصراع الداخلي. |
Walker kendini hızlı bir şekilde küçük düşürücü bir çürük tahvil iken bense Çin ile olan çatışmayı bitirip seni tekrar sahalara sokarım. | Open Subtitles | ووكر هو السندات الغير المرغوب فيه اطفئه بسرعة في حين يمكنني انهاء الصراع مع الصين ويبقي لكم في الخفاء |
An itibariyle tek hedefim aradaki çatışmayı sona erdirmek. | Open Subtitles | اهتمامي المباشر هو إنهاء الصراع المتزايد هنا |
2001'den sonra, biz çatışmayı iyi/kötü, siyah/beyaz, devlet/Taliban olarak gördük, oysa onlar bunu, farklı grupların değişken bir mozaiği ve güç üzerinde etkili bir şekilde birbirleriyle savaşan liderler olarak anladı. | Open Subtitles | فيما بعد 2001 عندما نظرنا إلى الصراع على أنه الخير مقابل الشر الأبيض مقابل الأسود، الحكومة مقابل طالبان كان يرى الأفغان الصراع على أنه صورة فسيفسائية متغيرة للعديد من المجموعات المسلحة |
O zaman şunu söyleyerek sonuca geleyim. 35 yıldır çalıştığım yeryüzünün en tehlikeli, zor ve çetin çatışmalarında şu ana kadar bir çatışmayı değiştirilemez olarak gördüm. | TED | إذا دعوني أنهي بقولي انه وبحكم خبرتي التي تبلغ 35 عاماً قضيتها في اصعب واخطر واشرس الصراعات في العالم فإني اظن ان هذا الصراع هو الوحيد الذي جعلني اظن انه لن يحل .. |
Millet bu çatışmayı nihayete erdirecektir. | Open Subtitles | ستصمد الأمة حتى تنهى" "الجولة الأخيرة من هذا الصراع |
çatışmayı kaybedeceksin ve iki hamle sonra, oyunun sonu. | Open Subtitles | فتخسر الصراع و بعد دورتين تنتهي اللعبة |
Bu çatışmayı taklit etmek için kâbusları kullanır. | Open Subtitles | إنه يستخدم الكوابيس ليحاكي الصراع. |
Bu çatışmayı taklit etmek için kâbusları kullanır. | Open Subtitles | إنه يستخدم الكوابيس ليحاكي الصراع. |
Bu çatışmayı başlatmak isteyen biriydi ve başardılar. | Open Subtitles | شخصاً ما كان يريد أن يستهدف هذا الصراع |
Burada bu çatışmayı sonlandırmanın tek yolu bu eskiden kalma iki düşmanın arasında arabuluculuk yapmak. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لفضّ النزاع هنا هو التوسّط للإصلاح بين العدوّين الأزليّين |
Ama birimiz çatışmayı azaltmak için istekliydi. | Open Subtitles | لكن إحدانا مستعد لتقليل النزاع. |
Bu çatışmayı sevgi dolu Duygular Çitliği'nde çözeceğiz. | Open Subtitles | سنحل هذا النزاع في مزرة الأم الحنونة |
Bırak Swearengen'a gönüllü olmaya korkanlar... yoldaş yaratan o çatışmayı hatırlasınlar ve geri çekilsinler. | Open Subtitles | وليتذكر المعارضون لضم (سويرنجن) أن النزاع يولد الرفاق وليتكيفوا |