"çayını" - Translation from Turkish to Arabic

• الشاي
• شاي
• شايك
• الشاى
• شايكِ
• شايه
• شايًا

Ve dünyada hiç kimse çayını şekersiz içmek istemediği için dünyanın ileri gelen şeker şirketlerinin işleri artmaya devam etti.
وبما انه لا احد في العالم يرغب بشرب الشاي بدون سكر تواصلت الاعمال لتحقيق الازدهار لشركات السكر الرائدة في العالم

Yaşlı annenizin çayını nasıl sevdiğini, onu öyküler anlatarak nasıl gülümseteceklerini biliyorlar.
يعرفن كيف تحب والدتك الشاي الخاص بها، كيف يجعلونها تبتسم ويقصُّون عليها القصص على الرغم من إصابتها بالخرف.

İngiliz aslanı, çayını Almanya'da yapılmış fincanlarda içecek.
الأسد البريطاني يشرب الشاي بأكواب قد صُنعت بألمانيا

Şu sıcak zencefil çayını içsin.
فلتتناول هذا الشراب انه شاي الزنجبيل الحار

Bu savaştan sonra çayını tatmaya zamanım olacak.
بعد هذه المعركة سيكون لدي الوقت لأتذوق شايك

Şimdi, bu bitkiyi eve götür, çayını iç ve iyi olacaksın.
الان خذ هذه الاعشاب للبيت واشربها مع الشاى وسوف تكون بخير

Ayrıca yumurta beyazıyla karıştırılmış süt verdim. çayını bitirmemişsin. Soğumuştur.
اعتدت ان اهرس له صفار البيض في الحليب لم تنهي الشاي ، سيبرد شكراً لك

Bence çayını içerken bundan daha çok hoşlanırsın.
أظن أنكِ ستستمتعين بها أكثر وأنتِ تشربين الشاي

Elbiselere eski havasını veriyorsun, çayını karıştırmıyorsun.
انتِ تطيلين عمر هذه الثياب لا تقلبي الشاي

Binbaşı bizi iyi koruyor bu yüzden, onun çayını huzurla içebiliyoruz.
وكانت الحراسة جيدة جدا حتى أننا نستطيع أن نشرب الشاي بدون أي ازعاج أن يشعر بذلك جيدا.

Lütfen bencillik etmeyi bırak ve çayını iç.
توقفي عن هذه الوسوسة الشديدة , و إشربي الشاي

- Sonra kalkar, etrafta dolanır çayını yapar, tost makinasını parçalarına ayırıp tekrar birleştirir Rusçasını geliştirmeye çalışır.
ثم يدور في ارجاء الشقة, يصنع الشاي واشياء اخرى يقوم بها يتدرب على لغته الروسية

Bir de ne göreyim güvenli bir yerde seni çayını yudumlarken buluyorum.
تخيلي مفاجأتي في إيجادك بمنزل آمن تحتسين الشاي

Patron, üçüncü yeşil çayını götürüyor o kadar.
غير ان الزعيم احتسى ثلاث أكواب من الشاي الاخضر

Francine ginseng çayını çok sevdiğini söylemişti.
فرانسين تَقُولُك بأنك تحبي شاي جينسنغها.

Öğle çayını içerken Lord Rathbone'u öldürmeye çalıştı.
هي تحاول أغتيال لورد راثبون أثناء تناوله شاي المســـاء

NCIS'te çayını öyle her yere atmayacaksın.
لا ترمي أبدا شايك بعيدا في الشعبة.

çayını, işe başladıktan sonra alırsın.
ستحصل على شايك عندما تبدء بالعمل

Sana yemek yaparım, öğleden sonra çayını hazırlarım ve sana kazak örerim.
أنا سأطبخ لك وسأصنع لك الشاى فى الظهيرة وسأحيك لك الملابس

çayını iç. Yürüyüş terlettti, duş alacağım...
أشربي شايكِ , لحد ما أغتسل , متعب من المشي

Biri Lowery'nin bardağında çünkü buzlu çayını karıştırmak için bıçağı kullandı.
لأنه كان يحرّك شايه المثلج بها وهذا يجعل ثمّة سكين مفقود

Sana çayını getirdim senin şu...
لقد جلبتُ لك شايًا