| Fakat liderleri olan adam, adı Çedar ve çok kötü bir serseri. | Open Subtitles | لكن ذلك الرجل , القائد (اسمه هو (تشيتر وهو وغد قاسي |
| Hulka çılgın uyuşturucu satıcısının adının Çedar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هوكا) قال أن هذا مروج) (مخدرات مجنون اسمه (تشيتر |
| Eminim, bu Çedar para konusunda mantıklı davranır. | Open Subtitles | أنا متأكد أن ذلك الرجل (تشيتر) سيكون منطقيا بالنسبة للنقود |
| Tanrım. Keşke Çedar peynirim olsaydı. | Open Subtitles | يالهي اتمنى لو كان لدي بعض من جبنة شيدر. |
| Yiyeceğim 3 köfte ve 3 dilim Çedar var. | Open Subtitles | ما زال أمامي شطيرة فيها 3 قطع لحم و3 قطع جبن شيدر. |
| Cracker Barrel Çedar peyniri, aromalı losyonlar, içi şeker dolu bir plastik şampanya şişesi ve ufak bir ayıcık. | Open Subtitles | بعضاً من جبنة الشيدر مستحضرات تجميل متنوعة وعلبة شمبانيا صغيرة مليئة بالـ حلوى دب صغير |
| Ve işte Senator Finistirre, ...güzel eyaleti, söylemeye üzülüyorum, ...Vermont Çedar peyniri ile ulusun atardamarlarını tıkamakta. | Open Subtitles | ويجيء هنا السيناتور فينيستر، الذي في حالته الرفيعة، آسف لقول ذلك عرقلة شرايين الأمة بجبن جبن تشادر فيرمونت. |
| Siz bizi Çedar'a götürün, biz de nasıl, ne zaman, nerede falan karar verelim... | Open Subtitles | (أنتم ستأخذونا الى (تشيتر ومن ثم يمكننا البدء في التحدث عن كيف و متى .. و , و |
| Çedar'ı benimle görüşmeden göremezsin. | Open Subtitles | ولا يمكنكما مقابلة (تشيتر) قبل أن تقابلوني أنا |
| Çedar bir iş adamıdır. Randevusuz ziyaretçi kabul etmez. | Open Subtitles | تشيتر) رجل أعمال) لا يقبل مواعيد بدون موعد |
| Ben Techtonic. N'aber Çedar? Nihayet. | Open Subtitles | (أنا (تيك توني - ما الأخبار يا (تشيتر) أخيرا - |
| Şu kapıdan girip yaşlı Çedar'ı delik deşik etmek isteyecek bir sürü düşmanım var. | Open Subtitles | أتعرفوا ؟ لدي الكثير من الأعداء الذين قد يرغبوا في الدخول الى هذه الغرفة ويضعوا رصاصة في (تشيتر) القديم |
| Birkaç içki daha içeceğiz ve Çedar'ın yerine gideceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا , سوف نتناول مشروبين آخرين ومن ثم سنذهب لرؤية أين يوجد (تشيتر) صحيح ؟ |
| Herkesin eksiğini tamamlıyorsun, bu yüzden saygı duyuyorum Çedar. | Open Subtitles | أنت تنتبه لهذا السبب (أنا أحترمك يا (تشيتر |
| Seninle bir derdimiz yok Çedar. | Open Subtitles | (نحن لا عداء لنا معك يا (تشيتر |
| İçinde yumurta, Çedar peyniri.. | Open Subtitles | يحتوي علي بيض و جبن شيدر و الأناناس و الصلصة بالروبيان |
| Tamam, iki tane kino tabanlı, fesleğen, Çedar, üstüne çılbır ve bolca gizli sos, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، إذنً لدي طلبين مع قاعدة نبات الكينو الريحان ، جبن شيدر يعلوه بيض مسلوق و سلاثيريد مع الصوص السري |
| Tepsi de hoş bir Çedar da var. | Open Subtitles | اه، وأنا لا يملك شيدر المشاكس على مقاعد البدلاء. |
| Yiyeceğim 3 köfte ve 3 dilim Çedar var. | Open Subtitles | ما زال أمامي شطيرة فيها 3 قطع لحم و3 قطع جبن شيدر. |
| Şimdilik, daha çok Çedar renginde küflenen bir yapı gibi. | Open Subtitles | حتى الأن ، هو عبارة عن قماش بلون جبن الشيدر و الذي يفسد كذلك |
| Ama açsanız, papateslerim bir numara Çedar peyniri toplarım zirve tavuklarım kural yıkıcıdır. | Open Subtitles | لكن إن كنت جائع قشور البطاطس جيده خلطة الشيدر ممتازه أصابع دجاجي تحكم المدرسه |
| Müthiş ve kolay bulunmayan beyaz Çedar. | Open Subtitles | جبن "تشادر" الأبيض النادر |
| Dünyanın en iyi Çedar'ında İngiltere'yle rekabetteyiz. | Open Subtitles | (نيويورك) نحن ننافس (إنجلترا) الآن لأفضل جبنة شيدار بالعالم |