...ama çekmecesi hastalık derecesinde sayılabilecek kadar ağzına kadar oyuncakla dolu. | Open Subtitles | بعد ان حصلت على درج كامل من الهدايا المميزة من حبيبها |
Biliyorum zamanı değil, ama, biliyorsun ki, teknik olarak, buzluğun ikinci çekmecesi benim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليسَ وقتاً مناسباً ولكن، تعلمين، تقنياً، درج الثلاجة الثاني ملكي. |
Ancak buzdolabı buna ciddi anlamda katkıda bulunuyor ve bunların bir özelliği de sebze çekmecesi. | TED | و لكن الثلاجة مؤثر كبير لهذا و واحدة من الخاصيات التي بها انه درج تهشيش الخضار |
Ne, bana her sene kart yollamaya çalıştı ve annemin için açılmamış kartlar dolu bir çekmecesi mi var? | Open Subtitles | أتظن أنه حاول أن يرسل إلىّ بطاقات كل عام و أمي لديها درج تخفي فيها هذه البطاقات؟ |
- Ambulanstaki dikiş malzemeleri çekmecesi boştu. | Open Subtitles | جارور التقطيب كان فارغا في سيارة الاسعاف |
Ama o da başkasıyla evlenmek için deli oluyor. Masasının çekmecesi gelinlik dergileriyle dolu. | Open Subtitles | إنها فعلاً تريد أن تتزوج ..أظن أن في درجها العديد من |
Çabuk konuşun, çünkü bunlardan hangisinin bıçak çekmecesi olduğunu bulduğumda, boğazınızı keseceğim. | Open Subtitles | وتكلّم سريعاً لأنني سأطعنك في عنقك ما إن أجد درج السكاكين |
Ecza dolabı, komodin, iç çamaşır çekmecesi. | Open Subtitles | الطب , مجلس الوزراء , السرير , الطاوله , درج الملابس الداخليه |
Aileniz isimlerinizi iç çamaşırı çekmecesi üzerinden mi seçmiş? | Open Subtitles | هل والداك أخناروا أسمائكم من درج ملابس داخلية؟ |
Lolipopla dolu bir çekmecesi vardı, ama çubukları yoktu. | Open Subtitles | لديـها درج ملئ بالمصاصات ولكنها بدون أعـواد |
Ivır zıvır çekmecesi burası. | Open Subtitles | هذا ليس درج الكراكيب بل هذا درج الكراكيب |
Sebze çekmecesi ve büyüklükle başlayabiliriz. | TED | يجب ان نبدأ في درج الهشاشة و الحجم |
Ben adamın çekmecesi varmış dedim, ortada aşk olduğunu söylemedim! | Open Subtitles | قلت أن الفتى لديه درج لم أقل لديه الحب |
ve--ve sheldon bu gerçekten dolayı daha heyecanlı burada bir kurabiye çekmecesi var | Open Subtitles | وشيلدونمتحمسأكثرحول حقيقة... درج للبساكيت هنا |
Pete ortaya "Dünya'nın Ivır Zıvır çekmecesi" fikrini attı ama ben "Çılgınlıklar Kütüphanesi" ismini daha çok seviyorum. | Open Subtitles | لذا نحتاج لأسم جديد بيت" قال" "درج العالم الغير مرغوب به" |
Benim komodin çekmecesi aynı askeri bir cenaze gibi görünüyor! | Open Subtitles | درج ملابسي يبدو كالجنازة العسكرية |
Bu sabah masamın çekmecesi kırılarak açılmış. | Open Subtitles | درج مكتبي تم فتحه عنوة هذا الصباح |
O, sıradan bir havlu çekmecesi değil. | Open Subtitles | ان ذلك ليس درج المناشف العاديين. |
Çorap çekmecesi, ama merak etme. Kilitli bir metal kabindeyim. | Open Subtitles | أنها جارور الجوارب، لكن لا تقلقي أنا داخل غرفة معدنية مغلقة |
Bu onun özel çekmecesi. | Open Subtitles | إنّه درجها الخصوصيّ ما الذي تفعلينه هناك؟ |
Bu kadar cehalet olmaz. O peynir çekmecesi. | Open Subtitles | إنظُر أنتَ لاتعرِف شيء ذلك هو دُرج الأجبان |