"çekmeceye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الدرج
        
    • درج
        
    • الدُرج
        
    • بالدرج
        
    • للدرج
        
    • الساحبِ
        
    Geçen yıl Büyük Perhiz(paskalya) için çekmeceye kaldırmıştım. Ve unutmuşum. Open Subtitles حفظته في الدرج للصوم الكبير السنة الماضية ونسيت أن أخرجه
    Sonra yapamadım. İlacı bir çekmeceye sakladım. Open Subtitles ولكنى لم اتمكن من مواصلة هذا الأمر, فخبّأته فى الدرج,
    Tomizawa onları yıkamış olmalı. Alt çekmeceye bak. Open Subtitles لابد أن توميزاوا غسلته ابحثي في الدرج السفلي
    Bunu eski postalara, soya sosuna ve ölü pillerin olduğu çekmeceye koyma. Open Subtitles ولا وضع ذلك في البريد القديم، صلصة الصويا، و ميت درج البطارية.
    Onları gördüğünüz gibi etiketledim ve onları dışarıda birkaç saat güneşte bıraktım sonra onları çekmeceye koydum bu şekilde fotografik plakaların üzerine ve sonucu bekledim. Open Subtitles أنا وصفت لهم كما ترون وتركهم خارج في الشمس لعدة ساعات. ثم وضعت لهم في هذا درج
    Gümüşlerin olduğu kutu yanlış çekmeceye konmuş olmalı. - Oraya nasıl konur! Open Subtitles لقد دخلت فى الدُرج الخاطىء فى مخزن الفضة
    Şey, eğer bunu o daktiloda yazsaydı... ki ben bunu inceleteceğim... o çekmeceye yerleştirmeden önce onu niçin katlasınki? Open Subtitles لو كان طبعها على هذه الآلة الكاتبة وسوف أتأكد من ذلك لماذا يطويها قبل وضعها في الدرج ؟
    Elini bir çekmeceye sokuyorlar ve biri tekmesiyle onu kapatıyor. Open Subtitles . يضعون يداك في الدرج شخصاً ما يغلق الدرج على يداك
    Söz veriyorum, büro açılmadan önce her şeyi çekmeceye geri koyacağım. Open Subtitles أعدك بآعادة كل شيء الى الدرج قبل افتتاح المكتب
    Hayır, eve gittiğin gibi onu çekmeceye attın. Open Subtitles كلا, لقد قذفت به فى الدرج لحظة وصولك المنزل
    O yüzden lütfen, lütfen, Bay Rivers, bunu çekmeceye koyun, saklayın, unutun ama lütfen atmayın. Open Subtitles لذا فإني أرجوك أن تضع هذه في الدرج .. خبئها وانس امرها
    Pek çok kişi... sadece bu günlüğü okur... ve başka bir çekmeceye geçer. Open Subtitles من المحتمل أن أغلب الناس سيقرأون هذه المذكرة وسيتقبلون بأن هذا هو الشيء الوحيد المخفى في الدرج
    çekmeceye balk bırakılmayacağını kimse bana söylememişti. Open Subtitles لم يخبرني أحداً ألا أحتفظ بالسمك داخل الدرج
    Bu çekmeceye hiç baktığımı sanmıyorum. Open Subtitles لا اعتقد اني سبق ان شاهدت ما بداخل هذا الدرج.
    Çünkü bu fotoğraf o çekmeceye, bulmamdan kısa süre önce koyuldu. Open Subtitles لان هذه الصورة قد تم وضعها فى الدرج قبل وقت قصير من عثورى عليها.
    Bunu senden uzağa güvenli bir yerde olsun diye çekmeceye geri koyuyorum. Open Subtitles أريد أن أعيده إلى الدرج الآن حيث سيكون أمنا بعيدا عنك
    Taşlarımı çekmeceye koyarken... ben farkına varmadan... bir tanesi bu plakanın üzerine düşmüş olmalı. Open Subtitles وعندما كنت أضع بلدي الصخور العودة الى درج واحد منهم يجب أن يكون سقط على هذه اللوحة دون بلادي أن يعرفوا ذلك.
    Elim çekmeceye gidiyor ve bir İncil buluyorum. Open Subtitles مددت يدي إلى درج دولاب الملابس وجدت إنجيل جدعون
    Bir çocuk onu bana hatıra olarak bırakmıştı ben de yemek odasındaki bir çekmeceye koymuştum. Open Subtitles لقد كانت سكين أعطاها لي طفل كذكرى. وضعتها في درج في غرفة المعيشة.
    Ne yapacağımı bilmediğim için çekmeceye koydum. Open Subtitles لم أعلم ماذا أفعل به إذن هو في الدُرج وحسب
    Beni de yanında büroya götürüp bir çekmeceye tıkmak ve canın sıkıldığında açmak istiyorsun. Open Subtitles تريدين أن تأخذيني للعمل معك... وتضعيني بالدرج وتفتحينه... متى ما أردتِ.
    Bu 1870 no'lu çekmeceye ait kemikler değil. Open Subtitles تلك ليست العظام التي تنتمي للدرج 1870
    Kovulma mektubumsa, üçüncü çekmeceye koyun. Open Subtitles إذا هو جواب فصلي، اضعَه في الساحبِ الثالثِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more