Kızlar beni hiç şirin bulmaz, ilgilerini çekmek için onları güldürürdüm. | Open Subtitles | لم تشعرني الفتيات بأنني جميل لقد اعتد أن اضحكهن لجذب انتباههن |
Şirketleri üretim yerlerinin yakınına çekmek için Humbert mevkii uygun görünüyor. | Open Subtitles | لجذب الشركات ليستقرون بالقرب من مواقع الإنتاج موقع هوبرت يبدوا مثاليا |
Eğer gerçekten bittiyse neden son üçü çekmek için para harcıyorlar? | Open Subtitles | دام أنهم يريدون إيقافة لماذا يصرفون المال لتصوير المسلسلات الاخرى ؟ |
Konulara dikkat çekmek için politik olabilir. | TED | من الممكن أن تكون سياسية، للفت الانتباه لقضايا ما. |
Bütün yetkililerin herkesi mahalleden çekmek için koordine olması gerek. | Open Subtitles | علينا التنسيق مع كل ضباطكم لسحب الجميع من الشارع فورا |
Ebeveynlerinin fotoğraflarını çektim, ama aslında Stacey'nin fotoğrafını çekmek için daha heyecanlıydım. | TED | قمت بإلتقاط صورة لوالديها، لكن في الواقع كنت متحمساً لالتقاط صورة لستايسي. |
Bu parlak ışıkların sadece olası avcılara karşı korunmak için değil aynı zamanda olası eşleri çekmek için kullanılan usta bir iletişim aracına dönüşmesi milyonlarca yıl aldı. | TED | استغرق الأمر ملايين السنين قبل أن تتطور تلك الأضواء البراقة إلى أداة تواصل ذكية التي يمكن استخدامها ليس فقط لإبعاد المفترسين المحتملين بل أيضًا لجلب القرناء المحتملين. |
Bir kızın dikkatini çekmek için bir dolu ilaç içtim. | Open Subtitles | ابتعلت الكثير من الحبوب لأجذب انتباه امرأة، هل تصدق ذلك؟ |
Doğduktan sonra, ebeveynlerimizin dikkatini çekmek için her şeyi yaparız, en güçlü yönlerimizi belirleyip bu yönleri vahşice sergileriz. | TED | بعد خروجنا لهذه الحياة، نفعل ما يمكننا لجذب انتباه ابائنا، نحدد أقوى نقاطنا ونسوقها بقوة. |
Bu yönergenin kısa, renkli ve akılda kalıcı olduğunu, çocukların dikkatini çekmek için tasarlandığını görebilirsiniz. | TED | التعليم قصير، ومليئ بالألوان، وجاذب للانتباه كما ترون. مصممٌ لجذب انتباه الأطفال. |
Şehri inşa etmek için ihtiyacımız olacak insanları çekmek için gerekli tüm kuralları belirten bir tüzük ile başlıyoruz. | TED | نبدأ مع الدستور الذي يحدد جميع القوانين المطلوبة لجذب الناس الذين نحتاجهم لبناء المدينة. |
Böcekleri çekmek için çok alımlı. | TED | وهي واضحة جداً ومخصصة لجذب العديد من الحشرات للتخصيب |
Dublörleri yakalayabilmek için suda küçük bir çanta ile mavnalarımız var ve su altı sahnesini çekmek için buraya geliyoruz. | Open Subtitles | كان لدينا فعلا بارجة على الماء مع حقيبة مصغرة قليلاً لتصوير المشاهد الخطيرة ومن ثم نحن الآن سنقوم بعد ذلك |
Botun üzerindeyken, köpekbalıklarını çekmek için çubuk kameralar kullanıyoruz. | TED | استخدمن كامير على عامود في المركب اساساً لتصوير القرش |
Bunun, dikkatimizi çekmek için bir çağrı olduğunu sanıyoruz İstediğiniz dikkat çekmekse başardınız. | Open Subtitles | نعتقد انها علامة للفت أنتباهنا اذا كان انتباهنا هو ما تريدين, فقد حصلت عليه بقى شئ: |
yavru hücrelere çekmek için gerekli olan mitotik iğnecikleri, zincirleri oluşturmasını engeller. Birkaç saat boyunca | TED | وتمنعهم من تكوين تلك السلاسل. وهذا الانقسام الفتيلي الذي هو ضروري لسحب المادة الوراثية في الخلايا الوليدة. |
Sonra fark ettim ki, başta Congo'ya, Angola'ya, Bangladeş'e fotoğraf çekmek için gitmemiştim. | TED | ومن ثم أدركت، أنني لم أذهب أبدًا إلى الكونغو أو أنغولا أو بنغلاديش لالتقاط الصور. |
Dikkat çekmek için. Kendini tatmin için. | Open Subtitles | لإرْضاء ما يرغب به لجلب الإنتباه والدعاية |
Dikkatini çekmek için çilek kostümümü mü giyeyim? | Open Subtitles | أيجب أن ألبس رداء الفراولة لأجذب أنتباهك؟ |
Bu sabah resmimi çekmek için mi evime geldin? | Open Subtitles | أهذا سبب وجودكِ بمكاني في الصباح، لإلتقاط الصورة؟ |
Ekstrem fotoğraflar çekmek için dünyayı gezmiştir. | Open Subtitles | سافر إلى جميع أنحاء العالم في مهمات للتصوير |
Steve Bolsin ile konuştum, İngiliz bir doktor, bebekleri öldüren tehlikeli bir cerraha dikkat çekmek için beş yıl boyunca savaşan doktor. | TED | تحدثت مع ستيف بولسن، الطبيب البريطاني، الذي حارب لمدة خمس سنين ليجذب الإنتباه إلى جراح خطر كان يقتل الأطفال. |
Mektubu ben yazdım ama isyancıları çekmek için bir tuzaktı tamam mı? | Open Subtitles | أنا كتبتُ الرسالة ، لكنها كانت فخًا لإستدراج الثوار ، حسنًا ؟ |
Önce birini yakına çekmek için gürültü çıkaracağız. | Open Subtitles | أولا، نعمل ضوضاءا كافية لإغراء واحد في الإنتهاء. |
Şüpheyi üzerinden çekmek için soygun sırasında vurulmak iyi fikirdi. | Open Subtitles | تعمد إصابتك أثناء الإقتحام لإبعاد الشبهة عنك كانت لمسة جميلة |
Bana bak, dikkatimi çekmek için süslü bıçaklara ihtiyacın yok hem de bu güzel favoriler dururken. | Open Subtitles | لست بحاجة لسكين لتلفت انتباهي ليس مع هاتين السبلتين الخديتين الجميلتين ، هيا ، اعطني قبلة |
Cisco ve Wells tekrar öldürebilsin diye S.T.A.R. Lab'a çekmek için yem olacağım ben. | Open Subtitles | (سأكون طعمًا يجتذبه لمختبرات (ستار حيث يستطيع (سيسكو) و(ويلز) قتله... |