Bazen sana silah çekmeyi öğretmekle ne kadar salak olduğumu soruyorum. | Open Subtitles | أحيانا أتسائل إن كنت غبيا لأنني علمتك كيفية سحب المسدس |
Efendim, Spenser'ın arşivden ekran faaliyetlerini çekmeyi başardım. | Open Subtitles | سيدى , لقد تمكنت من سحب ما إستعرضه سبنسر للتو من الأرشيف |
Lütfen giyinmem için ikiniz bana bir saniye izin... verirmisiniz veya bunu da filme çekmeyi mi istersin? | Open Subtitles | ، هلا أمهلتماني للحظة فحسب لأرتدي ثيابي، أم تريدين تصوير ذلك أيضاً ؟ |
Fakat fotoğrafının çekilmesini çok sevdi... ve insanlar onun resimlerini çekmeyi ve onun için küçük şeyler yapmayı çok sevdiler. | Open Subtitles | ولقد أحب الناس إلتقاط الصور لها والقيام ببعض الأمور الصغيرة معها لقد كانت تكره أن يصورها أحد |
Ya da dikkat çekmeyi seviyor. | Open Subtitles | يمكن أن يكون أو لربما هو فقط يحب جذب الإنتباه |
Beni kameraya çekmeyi bitirdin mi Dom? | Open Subtitles | اذاً هل انتهيت من تصويري بهاتفك المحمل يا "دوم"؟ |
Başkan Bush eylemleriyle halkın ilgisini çekmeyi başardı. | Open Subtitles | الرئيس بوش قد لفت انتباه العامه بسلوكه الغريب |
Dürtmeyi, kollarını çekmeyi hatta sarılmayı bile... | Open Subtitles | التربيت ، سحب الطالب من ذراعه ، حتى العناق |
Iddiaları rgs'e karşı çekmeyi düşünürüm ve kendinizi, | Open Subtitles | وسأنظر في سحب ادعاءاتي ضد مجموعات رغس و نفسك، |
Dışarıdaki askerleri geri çekmeyi kabul eden komutanla konuştuğumu duyduğunda sevineceksin. | Open Subtitles | ستكونين مسرور بسماع أنني كنت أتحدث مع القائد في الخارج الذي وافق على سحب الجنود |
Vurulmaktansa, am çekmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | إنّني أفضّل تصوير المهابل على اقتحام مهبلي .. |
Eve geldiğinizde, ruhları çekmeyi başarabildiniz mi? | Open Subtitles | وعندما وصلتم إلى المنزل هل تمكنتم من تصوير الأشباح |
Burada bir program çekmeyi düşünüyoruz ve ortam çok gerilebilir. | Open Subtitles | نحن نُفكر فى تصوير عرض هُنا وحرفياً الأمور قد تُصبح مجنونة |
Fakat fotoğrafının çekilmesini çok sevdi... ve insanlar onun resimlerini çekmeyi ve onun için küçük şeyler yapmayı çok sevdiler. | Open Subtitles | ولقد أحب الناس إلتقاط الصور لها والقيام ببعض الأمور الصغيرة معها لقد كانت تكره أن يصورها أحد |
Resim çekmeyi bir kenara bırakıp içeri gelirsen öğrenebiliriz. | Open Subtitles | لو توقف عن إلتقاط الصور ودخلتَ معي، سنكتشف ذلك |
Gerçektende normal ve sıradan kötülerin bile dikkatini çekmeyi sevmezsiniz bile, değil mi? | Open Subtitles | لا تودون حقاً جذب الإنتباه أو المنتظمون .. اليس كذلك؟ لا .. |
Ama kuyruğunu açan tavuskuşu gibi egolarını tatmin ederken yırtıcıların dikkatini çekmeyi de göze alıyorlar. | Open Subtitles | لكن مثل طاووس وهو يستعرض ذيله مثل هذه المعروضات بينما تزيد احترامهم لذاتهم كذلك يرفع خطر جذب انتباه المجرمين |
Beni kameraya çekmeyi bırak. | Open Subtitles | توقف عن تصويري -توقف عن تصويري! ماذا دهاك؟ |
Hepsi, Kanlı William'ın ilgi çekmeyi sevmesi yüzünden. | Open Subtitles | كل ذلك لأن وليام اللعين يحب لفت الانتباه |
Acı çekmeyi tanrımız kapitalizmin mutlak bir takdiri olarak görürüz, teknolojik ilerleme yazılarını kesin doğru kabul ederiz. | TED | إننا نري المعاناة كقانون حتمي للرأسمالية ذلك هو إلهنا، إننا نقبل نص التقدم التكنولوجي كحقيقة لا تقبل الخطأ. |
Tanrı aşkına bizi çekmeyi bırak! | Open Subtitles | توقف عن تصويرنا بحق الله |
Bir dakika. Ben iyi fotoğraf çekmeyi biliyorum ve uzun zamandır buradayım. | Open Subtitles | مهلاً، أعلم إنّه يلتقط صور جيدة لكني هنا منذ وقت طويل |
Bir insan neden acı çekmeyi seçer anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنني فهم كيفية إختيار شخصُ ما للمعاناة |
Annenden boşandıktan sonra film çekmeyi bıraktı 7 yada 8 sene önceydi | Open Subtitles | لقد توقف عن التصوير عندما انفصل عن والدتك لقد حدث ذلك منذ 7 او 8 سنين |