Bu çelenkleri oğullarının resimlerinin üzerine koysun diye vermiştik. | Open Subtitles | هذه الأكاليل التي نحن أعطاها للوضع على صورة أبنائها |
Noel meselesi hallolduğuna göre siz hepsini yiyip bitirmeden şu çelenkleri ağaca asalım artık. | Open Subtitles | لنعلّق هذه الأكاليل على الشجرة، قبلما ينتهون معلّقين على أوراككما. |
Yani tüm bu Martha Stewart tavırları süslü çelenkleri almak... | Open Subtitles | و كل هؤلاء الأشخاص . . يشترون الأكاليل |
Unutma, eğer ben de bu çelenkleri siz üçünüzün cesedinin üzerine koymazsam benim adım da Durga olmasın! | Open Subtitles | تذكّر، هؤلاء 3 أكاليل . . إذا أنا لا أكلّل جثثك بهؤلاء |
Çelik miğferlerinin üzerine defne çelenkleri takmışlardı. | Open Subtitles | إرتدى الرجال أكاليل من زهور الغار الخضراء فوق خوذاتهم الفولاذية |
O çelenkleri kimin sattığını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نعرف أين تباع تلك الأكاليل |
Tatlım, çelenkleri merak ediyorlar ne yapmalıyı-- | Open Subtitles | عزيزتي, يريدون أن يعرفوا بشأن أكاليل الزهور |
Buradaki ölülerin haçları yok mezar taşları yok, eski ihtişamlarını ifade edecek çelenkleri yok sadece burada yatıyorlar, çürüyen bozulan, paslı yığınlar halinde aç, hunhar eller tarafından içleri dışlarına çıkartılmış. | Open Subtitles | الموتى هنا ليس لديهم صلبان توضع فوق قبورهم لا شواهد، و لا أكاليل للغناء على أمجادهم الماضية، لكنها ترقض هنا متعفنة، متحللة ، أكوام صدئة، |