"çelişkiler" - Translation from Turkish to Arabic

    • التناقضات
        
    • تناقضات
        
    • متناقضة
        
    Ne hissetmemiz gerektiği söylenenlerle gerçekte neler hissettiğimiz arasındaki çelişkiler muazzam miktarda gereksiz acı üretiyor. TED التناقضات بين ما قيل لنا بما يجب أن نشعر به وما نشعر به في الواقع يولد كمية ضخمة من معاناة لا داعي لها.
    Notalarındaki tüm çelişkiler uyumu öne sürüyor. TED كل التناقضات الكامنة في نوتاته تدل على التناغم.
    çelişkiler etrafta cirit atıyor. Open Subtitles التناقضات التي تتلاعب بنا يميناً وشمالاً
    Ofis diyor ki; "İfadeler karşılaştırıldığında sıkıntılı çelişkiler ortaya çıkıyor." Open Subtitles قال المكتب أن المقارنة بين الإفادات يكشف تناقضات مثيرة للقلق
    çelişkiler her yerde var, ikimizin arasında da olacak. Open Subtitles , هناك تناقضات في كلّ مكان خاصّة هنا، بوجودك أنت معي
    Korkarım ki matmazel, çelişkiler yumağısınız ve bunu oldukça büyüleyici buluyorum. Open Subtitles أخشى، سيدتي، أن شخصيتكِ متناقضة وأنا أجد ذلك رائعاً
    Böylece hikaye anlatımı, evrendeki diğer bütün çelişkiler gibi ahlâki çözümlerdeki uyumu arıyor, birini çözerken diğerini serbest bırakıyor, diğerini serbest bırakıp gerçekten çok önemli bir soru yaratıyor. TED إذن فإن رواية القصص، شأنها كسائر التناقضات الأخرى في الكون، هو البحث عن التناغم واللامحدودية في الحلول الأخلاقية، بحل واحد، وترك آخر. ترك آخر وخلق سؤال بغاية الأهمية.
    Seksüel çelişkiler üzerinde uzmandır. Open Subtitles انه متخصص في التناقضات الجنسية
    Bu çelişkiler sizi pek etkilememiş gibi. Open Subtitles تبدو غير مشوّش بهذه التناقضات.
    -Adam çelişkiler abidesi gibi. Open Subtitles حسناً، هذا الرجل درس في التناقضات
    "Sevgili Kitty çelişkiler yumağı olduğum söylenir. Open Subtitles "عزيزتي كيتي "أنا معروفة بحزمة التناقضات
    çelişkiler, zayıflıklar, insani budalalıklar üzerinedir. Open Subtitles عن التناقضات, النواقص الهفوات البشرية
    Jackie, bu çelişkiler bir noktada departmanımı kontrol etme yetime de leke sürüyor. Open Subtitles جاكي , في نقطة ما .... ستظهر التناقضات مدى قدرتي على إدارة هذا القسم
    Sen, hayatım, çelişkiler yumağısın. Open Subtitles أنت يا عزيزي مجموعة من التناقضات
    Sözde üçlü listemde neden iki şey olduğunu merak ediyorsanız -- (Kahkahalar) Hatırlatırım ki bu tam anlamıyla çelişkiler listesi. TED الآن، أنتم تتساءلون لماذا هناك شيئين فقط في قائمة تضم ثلاث أشياء (ضحك) أذكركم بأنها حرفيا قائمة من التناقضات.
    Fakat bir çelişkiler şehri. TED لكنها مدينة التناقضات.
    çelişkiler, doğanın bir parçadır. Open Subtitles التناقضات جزء من الطبيعة
    çelişkiler olduğu kesin. Open Subtitles هناك حد لوجود بعض التناقضات
    Toplanan kanıtlarla, kadının ifadesi arasında büyük çelişkiler mevcut. Open Subtitles ثمة تناقضات رئيسية بين بيانها والدليل الموجود
    Mesleğime olan inancımı yitirdiğim için değil ama kabullenemediğim bir takım çelişkiler vardı. Open Subtitles ليس بأنّني توقّفت أبدا أمن بالعمل، لكن كان هناك تناقضات بأنّني لا أستطيع أن أصالح...
    Sizinle ilişkisi konusunda belirgin çelişkiler yaşayan bir kadını korumanız takdire şayan. Open Subtitles الطريقة التي تدافع فيها عن إمرأة التي من الواضح أنها متناقضة جداً بشأن علاقتها معك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more