"çerçevesinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • وبعقلانية
        
    • في إطار
        
    • بحاجة لتغير
        
    Dünyanın bugünkü hâliyle zıtlaşma ve yanlış anlaşılma seviyesinde iki adamın kış vakti tenha bir yolda durup sakince ve mantık çerçevesinde konuşması. Open Subtitles حالة العالم اليوم ومستوى الصراع وسوء الفهم حيال تمكن إثنان من الرجال من الوقف وحيدين بالطريق في الشتاء والتحدث بهدوء وبعقلانية
    Dünyanın bugünkü hâliyle zıtlaşma ve yanlış anlaşılma seviyesinde iki adamın kış vakti tenha bir yolda durup sakince ve mantık çerçevesinde konuşması. Open Subtitles حالة العالم اليوم ومستوى الصراع وسوء الفهم حيال تمكن إثنان من الرجال من الوقف وحيدين بالطريق في الشتاء والتحدث بهدوء وبعقلانية
    Oradaydım, çünkü aslında BM programı çerçevesinde yapılan bir karbon kredilendirme programı için TED كنت هناك لأنني كنت في الواقع أصمم جزء المنغروف ضمن برنامج رصيد الكربون ، في إطار الأمم المتحدة
    Evin çerçevesinde bir kurşun izi var. Open Subtitles لقد وجدتُ ثقب رصاصة في إطار نافذة للمنزل.
    - Bayan, şu olaylar çerçevesinde kocanızın sandığınız kişi olup olmadığını sorgulamalısınız. Open Subtitles - سيدتي، في الظروف الحالية انت بحاجة لتغير نظرتك حول زوجك الذي إعتقد بأنّه كان
    - Bayan, şu olaylar çerçevesinde kocanızın sandığınız kişi olup olmadığını sorgulamalısınız. Open Subtitles - سيدتي، في الظروف الحالية انت بحاجة لتغير نظرتك حول زوجك الذي إعتقد بأنّه كان
    Tezim transgender seks işçiliğiyle ve eskort-müşteri ilişkilerinin çerçevesinde sembolik etkileşimle alakalı. Open Subtitles مقالي القادم عن العمل في مجال الجنس للمتحولين جنسياً وتأثيره الرمزي في إطار عمل علاقات العميل والمحتال
    Ve tüm o seksi şeyler -- çatıdaki güneş panelleri, akıllı ev cihazları, elektrikli araçlar -- bunların hepsi devasa ve kesinlikle temel bir şebekenin üzerine inşa edilmiştir, ki bu şebekenin kendisi de kanıtlanmış bir denetim çerçevesinde bulunur. TED وهكذا فإن كل الأشياء المثيرة - الطاقة الشمسية على السطح، الأجهزة المنزلية الذكية، السيارات الكهربائية - كل هذا مبني على شبكة ضخمة وجوهرية للغاية، هي نفسها موجودة في إطار حوكمة تم إثباته.
    Bu ulaşım bölümünün sorusu değildir, ama onlar özgür demokrat Amerikan ve Taft-Hartley yasaları çerçevesinde seçildiler. Open Subtitles وهذه ليست مسألة تتعلق بمشكلة الوحدة والنقل، لكنهم ينتخبون في إطار عملية عملية أمريكية ديمقراطية حرية وفقًا لقوانين (تافت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more