"çikolatanın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشوكولاته
        
    • الشيكولاتة
        
    • الشوكولاتة
        
    • الشوكولا
        
    • شوكولاته
        
    • الشوكلاتة
        
    • الشوكلاته
        
    • الشوكلاه
        
    • الشيكولاته
        
    Eğer aileniz size çikolatanın tehlikeli olduğunu söyleseydi onların lafına inanır mıydınız? Open Subtitles إذا أخبركم أبائكم تلك الشوكولاته كانت خطرة هل أنتم فقط تثقون بكلامهم؟
    ve eğer bir gün peynir ve çikolatanın daha iyi kararlar vermemizi sağladığını söyleyebilirsek, buna ben de varım. TED و ان كان بإمكاننا في يوم ان نقول ان الجبن و الشوكولاته تساعدان في اتخاذ قرارات صائبة، فانا اول الموافقين
    Bu bir kurabiye. İçinde kurabiye parçaları olan tek çikolatanın Twix olduğunu herkes bilir. Open Subtitles هذه قطعة بسكويت وجميعنا نعلم أن تويكس هي قطعة الشيكولاتة الوحيدة
    Reklamında çikolatanın aktığı hangisiydi? Open Subtitles ما هي الشيكولاتة ذات الدوامة في الاعلان التجاري؟
    Normalde ayrışma sırasında havaya salınması gereken gazlar, katı çikolatanın içinde sıkışmış ve yumuşak dokuyu, kokulu bir sıvıya dönüştürmüş. Open Subtitles الغازات التي عادة ما يتم إطلاقها في الهواء خلال التحلل حوصرت في الشوكولاتة الصلبة حوّل الأنسجة اللينة إلى سوائل فاسدة
    O sıcak çikolatanın kendi kendini içeceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنّ شراب الشوكولا الساخن سيشرب نفسه بنفسه.
    Beyaz çikolatanın tadına bakmak istiyorsan bedelini ödersin. Open Subtitles إن كنت تريد قطعه من تلك الشوكولاته البيضاء,
    Ama farz edelim ki bu uzun boylu sütlü çikolatanın tadına bakıyordum. Open Subtitles ولكن لهذه المناسبة لنقول بانني استمتعت بشرب هذا الكأس الطويل من حليب الشوكولاته
    O zaman sanırım çikolatanın parasını sen ödeyeceksin. Open Subtitles إذاً، أعتقد بأنك ستدفع ثمن الشوكولاته التي أخذتها.
    Fen öğretmenimizin dediğine göre çikolatanın içinde bunalıma çare olduğu kanıtlanmış maddeler varmış. İyi bari. Open Subtitles قال لي مُدرّس العلوم أنّ الشوكولاته تحتوي على مواد كيميائيّة ثبت أنّها تخفّف حِدّة الإكتئاب.
    çikolatanın seni şişmanlatması kabul edilemez bir şey ama kendi payımı yedim ben. Open Subtitles من غير المقبول الشيكولاتة التي تجعلك سمينا
    çikolatanın içinde antioksidanlar vardır, hepimizin bildiği gibi de, hastalıkla savaşırlar. Open Subtitles الشيكولاتة ممتلئة بمانعات التأكسد وهذه كما نعرف تكافح الأمراض
    Küçük kızlar, çikolatanın tadında bulur. Open Subtitles الفتيات الصغيرات تجدن السعادة في طعم الشيكولاتة
    TB: Tarih dersinde çikolatanın tarihi hakkında konuşuyoruz ve böylece tüm bir konuyu işleyebiliyoruz. TED تيموثي بيكر: أما حصص التاريخ فنتحدث فيها عن تاريخ الشوكولاتة كي نستطيع ربطه بأحد موضوعات التاريخ.
    çikolatanın içinde afrodizyak sayılabilecek fenetilamin adında bir bileşik bulunmakta. TED يوجد مكون في الشوكولاتة يسمى فينيثيلامين من المحتمل أن يكون منشطاً جنسياً
    çikolatanın tarihi antik Aztek uygarlığıyla başlar. Open Subtitles يبدأ تاريخ الشوكولاتة مع قدماء قبائل الأستيك
    Çünkü biri bana bir zamanlar onların daha az yapay renkli olduklarını çünkü çikolatanın zaten kahverengi olduğunu söylemişti. Open Subtitles لأن ذات مرة قال شخص ما: "إنهم يقللون فيها الألوان الصناعية لأن الشوكولا لونها بنى بالفعل."
    Yeni bir şeyler piyasada patladığında, biter çikolatanın üstündeki deniz tuzu gibiyizdir. Open Subtitles عندما يأتي شيئ جديد، نطارده. كملح بحر في شوكولاته مُظلمة.
    Jane'e söyle, Garrett Fairfield'la kişisel yakınlığımı kullanmak için bir çikolatanın beni kandırabileceğini düşünüyorsa beni tanıyamamış demektir. Open Subtitles اخبر ان كانت تعتقد ان الشوكلاتة ستحفزني علاقتي الخاصة مع جاريت فيرفيلد اخبرها انها لا تعرفني جيداً
    Ve, çikolatanın tersine çok gülmek sizi daha sağlıklı yapabilir. TED وعلى عكس الكثير من الشوكلاته فان الاكثار من الابتسام يزيد من صحتك
    - Sıcak çikolatanın en iyi yanı da bu. Open Subtitles أفضل شيء في الشوكلاه الساخنة
    çikolatanın renginin bana insan dışkısını hatırlatması çok kötü. Open Subtitles لكن للأسف الشيكولاته تذكرني بالبراز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more