Ama onun kadar lezzetli bir şeyle karıştırırsanız, mesela çikolatayla, harika bir-- | Open Subtitles | لكن لو خلطت معه شئ آخر يكون لذيذاً أيضاً شيكولاتة أنت تعلم ، من الممكن أن تكون |
Dilerim ki, bu kek yalancı çikolatayla yapılmış olsun. | Open Subtitles | -صحيح، صحيح آمل أن تكون هذه حلوى شيكولاتة |
Çikolata? Bu nereden geldi? Ve bunlar ortaya çıktığında ben de kendi kendime aynı şeyi düşündüm, çünkü bizim araştırmamızın peynir ya da çikolatayla hiçbir alakası yoktu. | TED | و انا ايضا فكرت بنفس الطريقة عندما ظهرت هذه العناوين لان دراستنا لم يكن لها اي علاقة بالجبن او الشوكولاتة |
Çilekli, çikolatayla sarmalanmış dondurmam var. | Open Subtitles | لديّ "برييرس 96" حوله شوكولاتة بالفراولة |
çikolatayla Rus ruleti oynamaktır. | Open Subtitles | إنه أشبه بلعب الروليت الروسي بالشوكولا |
Bana ilaç verdi. Ya içkiyle ya da çikolatayla. | Open Subtitles | لقد دسَ مخدرات في الشراب وفي الشكولاته |
Tek isteğim, biraz sıcak çikolatayla buraya kıvrılmak. | Open Subtitles | أريد فقط أن أرتاح على الأريكة وأشرب بعض الشوكولا الساختة |
Hem de ucuz çikolatayla mı? | Open Subtitles | وبمجرّد شيكولاتة رخيصة؟ |
Hastaneye bir kutu Cadbury çikolatayla gelip güzel olanların hepsini yedi. | Open Subtitles | أتى للمشفى بعلبة من شيكولاتة (كادبوري) وأكل الجيدة منها |
Duyduklarıma göre çikolatayla iş tamam. | Open Subtitles | ما اسمعهُ هوَ انكِ ، مقتنعةٌ بعلب الشوكولاتة |
Bir sonraki çikolata paketinizi açarken, çikolatayla ilgili her şeyin tatlı olmadığını da dikkate alın. | TED | لذلك، عند إزالتك ورقة غلاف قطعة الشوكولاتة المقبلة لتناولها ضع في اعتبارك للحظات أن ليس كل ما يتعلق بالشوكولاته هو حُلو. |
Bu kanca ve çikolatayla... | Open Subtitles | بهذا الخطاف وقطعة الشوكولاتة هذه، |
Yumuşak sütlü çikolatayla başlıyoruz... | Open Subtitles | نبدأ بحليب شوكولاتة صافي، |
Sütlü çikolatayla karıştırılmış viski tadı var. | Open Subtitles | إنه شراب مع شوكولاتة بالحليب |
# çikolatayla kaplayıp birkaç mucize gerçekleştirebilir | Open Subtitles | "ويغطيه بالشوكولا ومعجزة أو اثنتان" |
Bana ilaç verdi. Ya içkiyle ya da çikolatayla. | Open Subtitles | لقد دسَ مخدرات في الشراب وفي الشكولاته |
Eve çantalarca çikolatayla gelirdi. | Open Subtitles | اعتادت أن تملأ شقته بأكياس الشوكولا |
Parça çikolatayla mı süsleyeceksin? | Open Subtitles | وتغطيها بازرار الشوكولا |