Kıştan önce çimlerin üzerinde 30.000 kafa tutmak niyetindeyim. | Open Subtitles | قبل الشتاء أنوي الحصول على 30,000 رأس على العشب |
Kulağa eğlenceli geliyor. Evet, çimlerin üzerinde oturup, ızgara yemek. | Open Subtitles | أجل الجلوس على العشب وتناول الطعام المشوي |
Hem çimlerin üzerinde oturmayacağız. Çünkü sınıfın yarısının alerjisi var. | Open Subtitles | لن تجلس على العشب لأن نصف الصف يتحسسون منه |
İlkbahardayız, tüm öğrenciler çimlerin üzerinde çalışır. | Open Subtitles | في وقت الربيع , كل الطلاب يدرسون على العشب |
Bir tarafta çimlerin üzerinde bok oluyor. | Open Subtitles | على الجانب الأول هناك تلك التفاهة الموضوعة على العشب |
Marcus'u çimlerin üzerinde yatar buluncaya kadar, sırtından bıçaklanmış halde. | Open Subtitles | ووجدت ماركوس مرمي هناك على العشب وسكينه في ضهره |
Tamam öyleyse çimlerin üzerinde benimle dans etmek ister misin? | Open Subtitles | ... تمام، حسناً أتريدين الرقص معي على العشب ؟ ... |
Stites'ın arazisinde çimlerin üzerinde. | Open Subtitles | وجدته على العشب على عقار ستيتس. |
Elleri bulmuşlar. Cesedin bir kaç metre ötesinde çimlerin üzerinde duruyormuş. | Open Subtitles | على بعد مترين من الجسم على العشب |
Merhaba. Annenin çimlerin üzerinde uyuduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن والدتك نائمة على العشب ؟ |
çimlerin üzerinde ders çalışmak istemiyorum baba. | Open Subtitles | أبي أنا لا أردي أن أدرس على العشب |
Şu an yaptığım şey; bir sonraki atlama sahnesi için bir pratik alanı hazırlamak bu yüzden asıl mevki de, çimlerin üzerinde lastik izleri bırakmalıyım şuraya kadar. | Open Subtitles | ما قمت به هنا أنّي أعددت رقعة تدريب للحركة البهلوانية التالية، لذا لم أترك آثار إطاراتٍ على العشب في موقع التصوير الفعلي، |
Yeşil çimlerin üzerinde. Mavi gökyüzünün altında. Değil mi? | Open Subtitles | على العشب الأخضر تحت السماء الزرقاء |
çimlerin üzerinde gidiyor. | Open Subtitles | إنه يسير على العشب على غير هدى. |
çimlerin üzerinde bir hortum izi vardı sadece. | Open Subtitles | كان هنالك خرطوم الماء على العشب فقط. |
Dışarıda çimlerin üzerinde biri var. | Open Subtitles | ثمّة أحد بالخارج مستلقٍ على العشب. |
Ve çimlerin üzerinde salatalık yeriz. | Open Subtitles | وكنا نأكل خيار على العشب. |
Bill ve ben onu çimlerin üzerinde bulduk. | Open Subtitles | عثرت عليها أنا وبل على العشب. |
Onu çimlerin üzerinde bırakmak istemedim. | Open Subtitles | لم أشأ أن أتركه على العشب |
çimlerin üzerinde yemek yerdik. | Open Subtitles | يمكننا تناول الغداء على العشب |