Geçen yaz Çin'e giden Olivia Dixon'a olanlara baksana. | Open Subtitles | أُنظرى ماذا حدث لــ أوليفيا ديكسون عندما ذهبت إلى الصين |
Kore'den Çin'e giden tekneler arasında benden geçmeyen tek bir tekne yoktur. | Open Subtitles | أي قارب يعبر من كوريا إلى الصين إلا و يمر من خلالي أنا |
- Arkandan bıçakla koşar ama atlatıp Coruna limanından Çin'e giden bir gemiyle sıvışırsın. | Open Subtitles | - طاردنا بسكين - لكن في كوروا أخذنا المركب إلى الصين |
Daha da önemlisi, Cargill ve bir şirket daha Çin'e giden palmiye yağının yarısını kontrol ediyor. | TED | الأكثر أهمية، هو أن كارغيل وشركة أخرى تشحنان 50 من زيت النخيل الذي يذهب للصين. |
Fong bile evi olan Çin'e giden uzun yolu katederken memnundu ve.. | Open Subtitles | حتى فونك.الذي يتخذ طريقا طويلا للصين في طريقه لوطنه |
Bir avukat tutma hakkınız var. Eğer bunu karşılayamazsanız, Çin'e giden ilk gemide olacaksınız. | Open Subtitles | و من لا يعين محامي قوي سيعود الى الصين في اول رحلة |
Ona Yeraltı Dünyasının Çin'e giden kestirme olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلت له ان العالم السفلي هو اختصار العودة الى الصين |
Yüz bin dolarlık Mercedes'in Çin'e giden bir gemiye bindirilir ve birileri çabucak 20 bin dolar kazanır. | Open Subtitles | لديك مئة ألف دولار بالسيّارة "كفيله بنقلهم إلى "الصين و أحدٌ ما يحولها إلى مائتين ألف دولار |
Çin'e giden en hızlı yolu bulacağım. | Open Subtitles | سأجد أسرع طريقة إلى (الصين)" |
Çin'e giden bir yolcu gemisinde olursam sonunda belki o zaman değerimi anlarsın. | Open Subtitles | آمل أنك أخيراً تقدريني عندما أكون على قارب بطيء للصين. |
Gun-San'a gitti. Benden Çin'e giden bir gemi bulmamı istedi. | Open Subtitles | .لقد ذهبَ إلى قون-سان .طلبَ مني العثور على سفينة متّجهةٍ للصين |
Konuşmak için onu Çin'e giden yavaş bir tekneye bindireceğim. | Open Subtitles | نعم, ضعه في قارب بطيء الى الصين |