| Yukarıya kaldırıldı ve kalkarken vücudu aşağı büküldü tüm ağırlığı ayağındaki çiviye bindi. | Open Subtitles | يثبته ليمنع جسده من التدلي لقد وضعو كامل ثقله على مسمار صغير بقدميه |
| Mutfaktan anahtarları alacağım. çiviye asılı. | Open Subtitles | سأجلب المفاتيح من المطبخ إنها معلقة على مسمار |
| Tabutundaki son çiviye kadar vazgeçmeyeceğine, bahse girerim. | Open Subtitles | راهنت بأنّك لن تستسلم حتى المسمار الأخير في التابوت؟ |
| Büyük bir çekiç alıp onu sallayarak, bu şekilde, çiviye vursak nasıl olur? Çekiçle çivinin üstüne defalarca vurup içeriye doğru ittirmek yerine? Çünkü bu şekilde olmaz. | TED | ماذا لو استعملنا مطرقة كبيرة وجعلناها تتأرجح لتطرق المسمار هكذا، عوض وضع المطرقة على المسمار ودفعها ومحاولة وضعها مجددا؟ هذا لن ينجح. |
| Şimdi sadece bir tornavidaya, bir kaç çiviye ve misket çantama ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | الآن , سوف أحتاج إلى مفك , بعض المسامير , و حقيبتي المليئـة بالرخام |
| çiviye bastım. | Open Subtitles | واصبت بواسطة مسامير |
| çiviye bile vuramazdı o. | Open Subtitles | انها حتى لا تَستطيعُ أَنْ تَضْربَ رأسها بمسمار |
| Düşüp, başını duvardaki çiviye çarpmıştı. | Open Subtitles | تعثر وضرب رأسه في مسمار كان عالق خارج جانب المبنى |
| Duvara asmak için çakacağımız çiviye yazık. | Open Subtitles | لا تستحق إهدار مسمار من أجل تعليقها. |
| Yalnızca bir çiviye ihtiyaçları olduğunu bilmezlerdi. | Open Subtitles | انهم لا يعرفون ما عليك سوى مسمار واحد |
| çiviye basmaktan ve bir kıç çatalına düşmekten ödüm kopuyor sahiden. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}أنا خائف من أن أخطو على مسمار أو الوقوع بشق مؤخرة |
| Ben de bu çiviye Yanki kafası diyeceğim. | Open Subtitles | -وانا سأعتبر هذا المسمار جماجم الشماليين |
| Ben de bu çiviye Yanki kafası diyeceğim. | Open Subtitles | -وانا سأعتبر هذا المسمار جماجم الشماليين |
| Özellikle o çiviye bastığımda ölüyordum. | Open Subtitles | خاصة عندما عفستُ على ذلك المسمار رائع. |
| çiviye baktığım zaman telaşlandınız. | Open Subtitles | بعدما نظرت لهذا المسمار شعرت بالذعر، |
| 800 metreden, bir M24'ten paslı bir çiviye kadar aklına gelebilecek her türlü silahı kullanmış. | Open Subtitles | لقد إستخدم كل سلاح نعرفه بدءاً من إم 24 من مسافة 800 متر حتى المسامير الصدأه |
| Onun içinde daha çok çiviye ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ستحتاج للمزيد من المسامير لهذه الألة |
| çiviye bastım. | Open Subtitles | ولقد دست على مسامير |
| çiviye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أردت مسامير |
| çiviye takıldım. | Open Subtitles | أنا عالق بمسمار |
| Kırık şişeden tut paslı çiviye kadar ne bulursa yiyebilir. | Open Subtitles | يمكنه أكل الزجاج المكسور والمسامير الصدئة |
| Oysa, paslı bir çiviye yaklaşmamıştım bile. | Open Subtitles | كنت لم أقرب حتى مسماراً صدئاً. |