| Bakteri ortamdaki şeker bitene kadar çoğalmaya devam etti. | Open Subtitles | إلى وسط جديد كل يوم و تنمو البكتيريا و تتكاثر في ذلك الوسط الجديد حتى ينفذ منها السكر الذي تعتمده للنمو |
| Kuşlar gökleri ele geçirirken felaketten kurtulanlardan, küçük ve görünüşte önemsiz bir grup alttaki topraklarda çoğalmaya başladı. | Open Subtitles | كانت مجموعة صغيرة من الكائنات المتبقية تتكاثر على الأرض، مع أنها كانت لتبدو تافهة أول الأمر. كانت تختلف عن الكائنات المنافسة لها |
| Kısa bir sürelik temasında, ona nanitler bulaştırmış ve hemen çoğalmaya başlamış. | Open Subtitles | في ذلك الزمن البسيط من الاتصال استطاع حقن الوحدات المهجرية داخلها وبدأت في التضاعف |
| Anevrizmalar çoğalmaya devam edecek. | Open Subtitles | تواصل أمهات الدّم في التضاعف وفي النهاية... |
| Tekrar çoğalmaya başladılar... | Open Subtitles | ...لقد بدأو التضاعف مرة أخرى |