Eğer dünyanın çoğu için iyi şeyler olursa, iyi şeyler olabilir | TED | الأشياء الجيدة التي تحدث ، تكون جيدة لكثير من بلدان العالم. |
Çünkü gözlemlediğim kadarıyla çocukların çoğu için gereken iyi öğretmenlerin çoğunluğu devlet üniversitelerindeler. | TED | لأن ما ألاحظه هو المدرسون الجيدون , لكثير من هؤلاء الأولاد , هم خارج كليات المجتمع |
çoğu için güvende olmak ya da korkmak arasındaki seçim çok kolay. | Open Subtitles | أن تكون آمناً أو أن تكون خائفاً هو خيارا سهل بالنسبة لمعظم |
Sürülerin çoğu için bu burjuva iki ayaklılar kendi bölgeleri için ciddi bir tehditti. | TED | بالنسبة لمعظم المجموعات، تمثل هذه الكائنات المتزايدة تهديدًا خطيرًا لأراضيهم. |
Ama bu insanların çoğu için, travma değildir belki. | TED | ولكن بالنسبة للكثير من هؤلاء، المشكلة ليست في الصدمات. |
Ama çoğu için alternatif daha kötü. | TED | ولكن للكثير منهم الخيار البديل أسوأ بكثير، |
Halkım için bu sarayın dışındaki halk için aslına bakarsan içindekilerin çoğu için de sen yeryüzündeki en tehlikeli adamsın. | Open Subtitles | بالنسبة إلى شعبي الأشخاص الموجودين خارج هذه الفيلا ومعظمهم موجود فيها أيضاً أنت الرجل الأكثر خطورة على وجه الأرض |
Suşların çoğu için yumurta başına bir veya iki doz kadar aşı elde ediliyordu. | TED | لكثير من السلالات, يمكننا الحصول على جرعة أو جرعتين من اللقاح من كل بيضة. |
Aslında bu sorunların çoğu için bir çözüm. | Open Subtitles | انها في الواقع الحل لكثير من هذه المشاكل. |
Artak akbabaların çoğu için kıyı boyunca kuzeye kanat çırpma vakti. | Open Subtitles | بالنسبة لكثير من النسور ،ان الوقت قد حان للتوجه شمالا على طول الساحل. |
çoğu için, zarar veren tartışmalı konuşmacıları kampüse getirmenin ne kadar değerli olduğunu anlamak zordu. | TED | لكثير من الناس، كان من الصعب رؤية كيف أن إحضار المتحدثين المتجادلين للحرم الجامعي يمكن أن يكون قيما، عندما يحدثون ضرراً. |
Günümüzde artık bayatlaşmış bir tartışma halen sürüp gidiyor: bu programların çoğu için devlet daha iyidir, kamu sektörü daha iyidir,özel sektör daha iyidir, sosyal sektör daha iyidir. | TED | هناك، في الوقت الراهن، والتي لا معنى لها مناقشة يحدث في كثير من الأحيان: أفضل، والقطاع العام في الدولة على نحو أفضل، أفضل القطاع القطاع الخاص والاجتماعية بشكل أفضل، لكثير من هذه البرامج. |
İnsanoğlunun çoğu için kendini dünyanın gizemlerinin tercümanı iddia eden belli başlı bireyler ortaya çıkmıştır. | Open Subtitles | بالنسبة لمعظم البشر على الحياة بعض الأفراد تثُور أسئلتهم كمفسرين للذات المُعلن |
Ancak Afrika'daki ülkelerin çoğu için, daha da tehlikeli hâle gelecek: uç noktada iklim koşulları, İslam ve de Hristiyanlık için radikalizm, çok zayıf yönetim, savunulamaz sınırlar, çokça zoraki göç. | TED | لكن بالنسبة لمعظم الدول الإفريقية، سيكون الأمر محفوف بالمخاطر: الظروف المناخية القاسية، التطرّف الإسلامي و المسيحي، السلطة ضعيفة النفوذ، الحدود التي لا يمكن حمايتها، التهجير القسري. |
çoğu için, tedavinin kendisidir... genellikle hastanın fikrini değiştiren. | Open Subtitles | للكثير ،العلاج نفسه هو الذي عادة يغير رأي المريض |
Kesinlikle, bu sermayelerin çoğu için mesele tüketici riskini iyi değerlendirmeyen piyasalar özellikle de bizimki gibi piyasalar ve Afrika'daki gibi gelişen piyasalar. | TED | عمار: بالضبط. للكثير من شركات رأس المال، السوق لا تستطيع أن يقيم مخاطر المستهلك جيدًا وبالذات في سوقنا في أسواق مستجدة وهنا في أفريقيا. |
Toplumu, hatta tabiri caizse toplum törelerini ve yaşayarak büyüdükleri dini değerleri sorgulamaya başlayanların çoğu için muhtemelen tam merkezde bulunan ve yaradılışın özüne giden en köklü sorundur. | Open Subtitles | ربما في قلبه أيضاً القضية المتأصله جدا للكثير التى تبدأ بخلاف مع المجتمع وحتى السؤال اذا صح التعبير عن المبادىء وأخلاق المجتمع والقيم الدينية |
Halkım için bu sarayın dışındaki halk için aslına bakarsan içindekilerin çoğu için de sen yeryüzündeki en tehlikeli adamsın. | Open Subtitles | بالنسبة إلى شعبي الأشخاص الموجودين خارج هذه الفيلا ومعظمهم موجود فيها أيضاً أنت الرجل الأكثر خطورة على وجه الأرض |