Dostum, çocuğun babasının sevkiyatı Çin'e saklaması benim hatam değil. | Open Subtitles | ليس خطأي أن والد الطفل أخفى الشحنة في الصين |
Büyükbabanın çocuğun ruhunun çalındığını düşünme nedeni oğlunun, yani çocuğun babasının ruhunun da çalındığına inanmış olması. | Open Subtitles | السبب الذي يجعل الجد يظن ان روح الولد قد سرقت هو لأنه مقتنع ان ابنه والد الطفل قد سرقت روحه أيضا |
çocuğun babasının aracı kullanırken uyuyakaldığını varsaymak en doğrusu olacak. | Open Subtitles | أظنُ بأنهُ من الكافي ان نستنتج بأن والد الطفل كان يقود بينما هو يشعر بالنعس |
O yüzden çocuğun babasının kim olduğunu tekrar düşünmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | لذلك فيُستحسن أن تُعيدي التفكير فيمن يكون أب الطفل |
Ve Bayan Blair bize Prens Louis dönmeden önce çocuğun babasının kim olduğunu öğreneceğine dair söz vermişti. | Open Subtitles | والآنسة (بلير) وعدتنا .. أن تعلم من هو أب الطفل قبل أن يعود الأمير (لويس) إلى هُنا |
çocuğun babasının Koroner Yoğun Bakımdan ne zaman çıkacağına dair bir fikrin var mı? | Open Subtitles | إذا هل لديكِ أي فكرة متى سيتم إخراج والد الصبي من العناية المركزة؟ |
çocuğun babasının neler hissettiğini anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا ترى كيف يشعر والد الصبي ؟ |
O çocuğun babasının kurtulamadığını, başaramadığımı sanıyordum... | Open Subtitles | والد الطفل قد تم إنقاذه و أننى فشلت فى هذا .... ولم أستطع أن |
Küçük bir çocuğun babasının ölmesine neden oldun. | Open Subtitles | لقد تسببت بمقتل والد الطفل الصغير |
Hayır, hayır ama Jessup, çocuğun babasının adresinin izini sürmeyi başarmış. | Open Subtitles | لالا ، لكن "جيساب" استطاع إيجاد عنوان لـ والد الطفل |
Karardan sonra, çocuğun babasının basına söyledikleri... ..."Bu cankurtaran bizim çektiğimiz şekilde acı çekmeyi hakediyor." oluyor. | Open Subtitles | وبعد الحكم، نقلت الصحافة عن والد الطفل قوله، "حارسة الانقاذ تلك تستحق أن تعاني بنفس الطريقة التي عانيناها نحنُ". |