İki çocuk varmış. | Open Subtitles | كان هناك طفلان. |
İki tane genç çocuk varmış. | Open Subtitles | كان هناك طفلان صغيران |
Bir zamanlar küçük bir çocuk varmış. | Open Subtitles | كان ياما كان، كان هناك ولدٌ صغيرٌ |
Ufak bir çocuk varmış, adı da... | Open Subtitles | ـ كان هناك ولدٌ صغير إسمه |
Bir zamanlar Abe adında küçük bir çocuk varmış. | Open Subtitles | كان ياما كان، كان هناك ولدٌ صغيرٌ يُدعى (آيب) |
Bir çocuk varmış ve babası 6. yaş gününde ona bir şahin almış. | Open Subtitles | كان هناك فتى والده اشترى له صقر في عيد ميلاده السادس |
Bir zamanlar, gördüğün üzere kibritle oynamayı çok seven yaramaz bir çocuk varmış. | Open Subtitles | ، في قديم الزمان ...كان هناك فتى شرير ، كان يعشق اللعب بالثقاب ...لأن النار |
Evvel zaman içinde, Henry adında bir küçük çocuk varmış. | Open Subtitles | كانا ياما كان، كان هناك ولدٌ صغير يُدعى (هنري) |
Ama 45 yıl önce Alabama'da aynı isimde bir çocuk varmış Anne ve babasıyla ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | لكن كان هناك فتى بنفس الاسم قد اختفى قبل 45 سنة في "آلاباما" مع والدته و والده. |
Bir zamanlar çiftlikte yaşayan bir çocuk varmış. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك فتى عاش في حقل |